Bizim ellerde ekmek kutsanır da, Berkin ölüverir bir anda.
Bizim ellerde HES`ler, nükleer santraller, taş ocakları zenginliktir de; ağaçlar, ormanlar, nehirler eskiciye satılan kap kacak misali.
Bizim ellerde patronlar itibarlıdır da; emekçiler altı üstü birer tabut, bir çift çizme, anonslarda talep edilen bir kan grubu hükmündedir.
Bizim ellerde karakolların, kalekolların, TOMA`ların güvenliği önceliklidir de; eylem güzeli canların günleri sayılıdır her daim.
Bizim ellerde milli ve manevi değerler, efendilerin yüceltilmesinden ibarettir; devletin zalimleşmesinin bir hak olduğunu ifade eden ve cümle gericilikleri öne çıkartandır.
Bizim ellerde medya özgürdür elbette; çoğulluğun değil de çoğunluğun sesi olan medya özgürdür de, emekten, vicdandan yana saf tutan her basın emekçisinin gözaltına alınması, mahpus yüzü görmesi, heder edilmesi bir yazıya, bir karikatüre, bir tweete bakar mesela.
Bizim ellerde polis trafiğe kapatabilir yolu, halka mukavemet edebilir, canlara küfredebilir, çocukları öldürebilir, Ethem`e kıyabilir ve bu yüzden yardım kampanyasına hak kazanabilir!
Bizim ellerde otobüs durakları, cam çerçeveler ve Yavuz Bingöl albümleri yangında ilk kurtarılacak olanlardandır, paha biçilemeyendir; biz ayrı duranlar, direnenler için mal da yalan, mülk de yalan ve neyleyelim köşkü, neyleyelim sarayı, içinde dolanan, saraylıya hesap soran halk olmayınca!
Bizim ellerde bayrağa gösterilen saygı grevdeki bir emekçiye gösterilmiyorsa…
Bizim ellerde vatan toprağı için şehitlik mertebesi camilerdeki vaazlara giriyor da, mayınlı toprakların niye emekçiler, halklar için temizlenmediğinden dem vurulmuyorsa…
Bizim ellerde dinsel dogmalar, cinsiyetçi söylemler, nefret suçları hala giderliyse ve olan hep trans canlarımıza oluyorsa, ölen hep emekçiler, soldurulan hep kadınlarsa, azınlıklarsa…
Vatan bölünmez bir bütün ve halklar bölük pörçükse, yoksulsa, ezilmiş, sindirilmişse…
“Allah devlete zeval vermesin” demek efendilere edilen bir duadır; “vatan sana canım feda” demek, “patron sana canım feda” demektir.
“Her şey vatan için” demek, “her şey burjuva için” anlamına gelir bizim ellerde; “inanmıyorsan da saygı duy” denilen din en büyük silahıdır efendilerin, patronların ve burjuvazinin!
Asıl siz inanmıyorsanız da devrime saygı duyacaksınız , “inanmıyorsanız da dine saygı duyacaksınız” diye buyuran efendiler; ki halklar sizi devrime inandıracaktır elbette!
Asıl siz inanmıyorsanız da emeğe saygı duyacaksınız patronlar; “her şey halk için!” diye sloganlar atmanız mümkündür nazarımızda!
Asıl siz inanmıyorsanız da çoğulluklara saygı duyacaksınız burjuvazi; halksal dönüşümler bekliyor sizi ve emin olun ki, siz de bir emekçi olduğunuzda, elektrikten ve cümle kamu hizmetlerinden ücretsiz yararlanacaksınız!
İnanmıyorsanız da devrime saygı duyacaksınız; din değil, milliyetçilik değil, devrim paklar bizim elleri!