DEM Parti Mardin Milletvekili Beritan Güneş, 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde kolluk güçlerine oy kullandırılarak seçim sonuçlarının değiştirilmesine dair bir örneği Meclis’te anlattı.
Meclis Genel Kurulu’ndaki konuşmasında Mardin’in Savur ilçesinde yaşananları anlatan Güneş, “Biz, bugün, burada yine turizmi konuşmak istiyoruz ama farklı bir turizmi konuşacağız. Bu konuşmada iktidarın yeni kayyım atama şekliyle ürettiği turist seçmenlerden bahsedeceğiz” dedi. Güneş, şöyle devam etti:
“Nedir bu ‘turist seçmen’?”
Turist seçmen, iktidarın 31 Mart seçimlerinde planladığı bir hile türü. Öyle bir hile planladılar ki, 54 bin seçmeni kimse fark etmeyecek zannettiler, fark etseler de ses çıkarmayacak zannettiler ama söyleyelim, çok büyük yanıldılar çünkü bizler siyasi parti olarak, DEM Parti olarak hangi sanığa kaç seçmen gelecek, o seçmen nasıl taşınacak, nasıl bir siyasal mühendislik planlanıyor, tek tek tespit ettik ve buradan bunu söylemek istiyoruz ki eşit ve adil bir yarışta asla alamayacaklarını bildikleri kentlere belediyelerimizi gasp etmek için turist seçmenleri otobüslerle yığdılar.
‘YSK itirazlarımızı kabul etmedi’
Defalarca kez itiraz ettik ama bir hile partisi olan AKP’nin Yönetim Kurulu toplantısında almış olduğu kararları uygulayan YSK, itirazlarımızı kabul etmedi. Şimdi, hepimiz halk iradesiyle seçilmiş temsilcileriz ve eğer hepimiz halk iradesi ile seçilmiş temsilcilersek size birazdan anlatacağım bu demokrasi garabetine sizlerin tavrını ben çok merak ediyorum.
‘Haritadaki yerini bile gösteremeyecek olan 1000 kişi’
Size bir fotoğraf göstermek istiyorum. Bu fotoğraftaki kim biliyor musunuz? Ben size söyleyeyim: Bunlar Hatice Öncü ve Selahattin Önder, sizin Savur’a bin kişi getirerek seçimin kaderini değiştirdiğiniz ve koltuklarını gasp ettiğiniz Savur Belediyesi Eşbaşkan adaylarımız. Savur’da ne yaptınız? 2019’da 764 oy farkla kazandığımız Savur Belediyesine bir siyasal mühendislik darbesi çekerek bin kişi getirdiniz ve bu bin kişi Savur’un haritadaki yerini bile gösteremeyecek olan, hayatında bir kez bile Savur’a gelmemiş olan ve beş yıl boyunca da Savur’a gelmeyecek olan kolluk güçleriydi. Ne yaptılar? Gözlüklerini taktılar, turist gibi geldiler, oylarını kullandılar ve Savur’un beş yıllık kaderini belirlediler.
‘343 seçmen aynı kapı numarasında oturuyor, hepsi erkek’
Ben size Savur’da sadece 1023 numaralı sandıkta var olanları anlatmak istiyorum. Bir gün boyunca ben o sandığı gözlemledim. Bu 1023 numaralı sandığa 351 kişi kayıtlı. Bu kişilerin yalnızca 10’u Savurlu ve bu 10 Savurlu ailenin sadece 7’si aynı aileden, yedisi de Almanya’da yaşıyor. Yani 1023 no.lu sandıkta Savurlunun iradesi yok, sadece kolluğun ve askerin, polisin oyu var. Tamamı usulsüz olan bu seçmen de yani 343 kişi de aynı kapı numarasında oturuyor ve ne hikmetse hepsi erkek ve biz bütün bunları aklı selim bir şekilde düşündüğümüzde bir izahatını yapamıyoruz. Böyle onlarca sandık olduğunu söyleyebilirim. Bunun nasıl mümkün olduğunu ben sizin gibi demokratik yöntemlerle seçilmiş temsilcilere soruyorum. Eğer bu bunun cevabı sizin etik değerlerinizde ve vicdanınızda varsa biz bunu kabul ediyoruz.
‘Minarenizin kılıfı Savur’da delindi’
Ben bir Savurlu olarak bunu söylüyorum. Savur küçücük bir ilçe ve herkes birbirini tanıyor ve sizin minarenizin kılıfı Savur’da delindi, sizin hırsızlığınız Savur’da açığa çıktı çünkü Savur’da birbirini tanımayan hiç kimse yok.
Ve şimdi, tüm bu gerçekler açığa çıkmışken kim Savur’da seçimlerin meşru olduğundan bahsedebilir, kim başkanlık koltuğunda oturan o kişinin halkın iradesi olduğunu söyleyebilir? Ve kim bu seçimin meşru olduğunu söylüyorsa o koltukta oturanların da bunun meşruluğunu ilan edenlerin de Savur halkına en büyük saygısızlığı yapmış kişiler olduğunu açıkça ifade ediyoruz. Seçim günü koridorlarda Savur’da, Şırnak’ta, Bitlis’te “Söyle sen nerelisin.” diyenlere; sorduğumuz soruya cevap veremeyenlerin, yüzünü çevirenlerin iktidarı da bu soruya cevap veremiyor. Fakat şunu da biz çok iyi biliyoruz: Biz asıl kazananlarız. Biz bu bilinçle, eş başkanlarımızla Savur’da halkımıza hizmet etmeye devam edeceğiz ve er ya da geç zafer halkın iradesinin olacaktır, hırsızların değil.”