Eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da yargılandığı Kobani Davası’nın 82’nci duruşması görülüyor. Duruşma öncesinde DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan konuştu.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, “Bugün aslında hem iktidar hem de mahkeme heyeti ciddi bir sorumlulukla karşı karşıya. Mahkeme heyeti aslında tarihi bir karar verebilir. Bu davayı tarihi bir fırsata çevirebilir” dedi.
Tüm arkadaşlarının haksız ve hukuksuz bir şekilde yıllardır içerde tutulduklarını ileri süren Bakırhan, ”Arkadaşlarımız yıllardır IŞİD terörüne karşı duyarlı oldukları, duyarlılık çağrısı yaptıkları için, IŞİD belasını defetmek için toplumun duyarlılığına çağrı yaptıkları için yıllar sonra açılan bir davada yargılanıyorlar. Henüz karar çıkmadı. Bugün aslında hem iktidarı hem mahkeme heyeti ciddi bir sorumlulukla karşı karşıyalar. Arkadaşlarımızın beraat etmelerini bekliyoruz. Dolayısıyla bugün mahkeme heyetinin bu tarihi sorumluluğunu layıkıyla yerine getirmesini bekliyoruz” diye konuştu.
Hatimoğulları: Sahte onlarca klasörlük dava Sincan Adliyesi’nde çökmüştür
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları da arkadaşlarının serbest bırakılması ve tahliye edilmesini isteyerek, şunları söyledi:
“Türkiye’nin yakın tarihine, IŞİD’in ortaya çıktığı sonraki tarihine baktığımızda Türkiye topraklarında çok sayıda katliam gerçekleşmiştir. Bu katliamları sorgulayacakları yerde, bu katliamın arkasındakileri sorgulayacakları yerde, IŞİD ile mücadele edecekleri yerde IŞİD’e karşı demokratik tepkisini ortaya koymuş olan HDP’nin yargılanması, HDP’nin yöneticilerinin yargılanması Türkiye’de demokratik siyasetin temsilcilerinin yargılanması asla kabul edilemez. Bugün Kobani Kumpas Davası şu ana kadarki seyrine baktığımızda IŞİD’in Sincan’daki tezahürü olarak görülmektedir. Ortada sadece bir tweet söz konusu iken bir tweetten yola çıkarak düzenlenmiş sahte onlarca klasörlük dava bugün bu Sincan Adliyesi’nde çökmüştür.
Ortada isnat edilen hiçbir suç yokken bir tweetten 37 kez ağırlaştırılmış müebbet talep etmek demek, buradan zaten ölmüş olan hukuku üzerine mezarını kazmak ve gömmek ve üzerine bir yığın taş atmak demektir. Yargı geri dönebilir bu yanlışından. Süreç henüz karara bağlanmadan bütün arkadaşlarımız adil bir biçimde yargılanarak değerlendirilmeli ve sonuca bağlanmalıdır.
Bugün tutululuk incelemesi olacak ve bütün arkadaşlarımızın derhal serbest bırakılması gerektiğinin altını özellikle çiziyoruz. Bunu aynı zamanda hukuktan aldığımız güçle, dosyanın içinin boşluğuyla, isnat edilen suçlarla ilgili dinlenen tanıkların da değerlendirmesiyle yani bir hukuksal gerekçe ile de talep ediyoruz.
Türkiye’de ortak yaşamı hep birlikte inşa etmek için bu dava bir fırsattır. Bizler diyoruz ki gelin bu fırsatı birlikte değerlendirelim. Bu işe Kobani kumpas davasından başlayalım ve bu ülkede demokrasi ile ortak yaşamı hep birlikte tesis edelim. Bunu umut ettiğimizin bir kez daha altını çiziyorum.”