Cumhuriyet davasının görüleceği Çağlayan Adliyesi önünde, Dışarıdaki Gazeteciler adına yapılan basın açıklamasında, “Gazetecilik kazanacak. Bu ülkenin fikri hür, vicdanı hür gazetecileri hakikatin peşinden gidecek. Gazetecilikten asla vazgeçmeyeceğiz. Tutuklu gazeteciler serbest bırakılsın. Kahrolsun istibdat” denildi.
Cumhuriyet Gazetesi’ne dönük operasyonda tutuklanan 11 yazar, çizer, muhabir, avukatın yargılandığı davanın ilk duruşması bugün İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
“FETÖ/PDY ve PKK/KCK örgütlerine üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” ve “FETÖ propagandası yapmak” iddialarıyla açılan davanın 4 gün sürecek ilk duruşmasında 11’i tutuklu 17 kişi yargılanıyor.
Gazetenin yazar ve yöneticilerinden Akın Atalay, Murat Sabuncu, Kadri Gürsel, Güray Öz, Hakan Kara, Turhan Günay, Musa Kart, Önder Çelik, Bülent Utku, M. Kemal Güngör 9 ay önce tutuklanmıştı.
Gazeteci Ahmet Şık ise 7 buçuk aydır cezaevinde bulunuyor.
Gazeteciler, hak savunucuları, Cumhuriyet okurları ve çok sayıda kişi sabahın erken saatlerinde davanın görüleceği Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi önünde buluşmaya başladı. Aralarında TGS, TGC, Basın İş, IFJ, EFJ, IPI, RSF, PEN gibi çok sayıda ulusal ve uluslararası gazeteci ve yazar örgütlerinin temsilcilerinin de bulunduğu çok sayıda kişi duruşmayı izlemek için adliyeye gelenler arasında.
Adliye önünde Dışarıdaki Gazeteciler İnisiyatifi basın açıklaması düzenledi.
Kahrolsun istibdat, gazetecilik kazanacak
Açıklamayı gazeteci Candan Yıldız yaptı. Gazetecilerin yargılandığı davanın iddianamesine dikkat çekerek iddianamede tam 660 kez “haber” ifadesinin geçtiğini belirten Yıldız şöyle konuştu:
“Çizerlerin karikatürleri, gazetecilerin “haberleri” terör diye sunuluyor. Darbenin siyasi ayağı gizlenirken, gazetecilere aba altından sopa gösteriliyor bu dava ile. Bugün burada olmama sebebimizi sevgili Ahmet Şık Oda Tv davasında söylemişti; ‘Bu baskı ve zulümden çocuklarımızın düşlerini gerçek kılacak bir hayat çıkaracağız’. Hiç kimse endişe etmesin, gazetecilik kazanacak. Bu ülkenin fikri hür, vicdanı hür gazetecileri hakikatin peşinden gidecek. Gazetecilikten asla vazgeçmeyeceğiz. Tutuklu gazeteciler serbest bırakılsın. Kahrolsun istibdat.”
Adliye önünde yapılan açıklamada Avrupa Parlamentosu (AP) Yeşiller Grubu Eş Başkanı Rebecca Harms da söz aldı. Harms, “Ahmet Şık içeride olduğu için aslında özel nedenlerle buradayım. Basın özgürlüğü demokrasinin temelidir. Sizlerden cesaret alıyoruz. Türkiye’deki demokrasi sorunu bütün dünyanın sorunudur. Tekrar dayanışma dileklerimi iletiyorum” dedi.
Uluslararası Basın Enstitüsü Medya ve İletişim Direktörü Steven Ellis ise “Muhalefeti susturmayı ve hesap vermekten kaçınmak için açılan davalar sonuçsuz kalacaktır” dedi.
Adliye önündeki eylemde HDP Milletvekili Filiz Kerestecioğlu ve CHP Milletvekili Barış Yarkadaş da yaptıkları açıklamalarda tutuklu gazetecilere dayanışma mesajlarını iletti.
İddianameden
Başsavcı Vekili Mehmet Akif Ekinci ve Cumhuriyet Savcısı Yasemin Baba tarafından hazırlanan iddianamede, Can Dündar “bir numaralı şüpheli” olarak gösteriliyor.
İddianamede Can Dündar’ın 2013 yılında gazetenin başına geçmesi ile birlikte “gazetenin kuruluş amaç ve hedeflerinin dışına çıkarak farklı bir yörüngeye oturduğu” öne sürülüyor.
İddianamede şu ifadeler yer alıyor:
“Dosyamız şüphelilerinden Can Dündar’ın 08/02/2015 tarihinde Cumhuriyet gazetesinin genel yayın yönetmenliğine gelmesinden sonra, gazetenin yayın politikası radikal şekilde değişmiş, bu değişiklik basit editoryal tercihlerin ötesine geçerek, gazetenin FETÖ/PDY, PKK/KCK ve DHKP/C silahlı terör örgütlerinin amaçlarına hizmet eden, manipülatif haberleri yaygınlaştıran, MİT TIR’ları hadisesinde olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Cumhurbaşkanı hakkında “teröre destek veren devlet ve Cumhurbaşkanı” imajını yaratan bir yayın organı haline gelmesine neden olmuştur. Öte yandan gazetenin yapmış olduğu yayınlarla terör örgütleri ve faaliyetlerini “sevimli göstermeye”, güvenlik güçlerinin meşru operasyonlarını etkisizleştirmeye çalıştığı, bu doğrultuda algı yaratmaya yönelik kapsamlı haberlere imza atıldığı saptanmıştır.”
Gazete Karınca