94 gündür tutuklu Boğaziçi öğrencileri Caner Perit Özen ve Ersin Berke Gök‘ün de içlerinde bulunduğu 14 öğrencinin, “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununu” ihlal etme ve “Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma”, “kamu görevlisine görevini yaptırmamak için direnme” ve “ulaşım araçlarını kaçırma veya alıkoyma” suçlamalarıyla yargılandığı dava öncesi Çağlayan Adliyesi önünde bir araya gelen Boğaziçililer açıklama yaptı. Öğrenciler dışında Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekilleri Züleyha Gülüm ve Musa Piroğlu, akademisyenler, mezunlar ve ailelerin de katıldığı açıklamada, “Kayyumlardan da onları kukla gibi oynatanlardan da korkmuyoruz” denildi.
“Kayyum rektör istemiyoruz”, “Berke’ye ve Perit’e Özgürlük” sloganlarının atıldığı eylemde Boğaziçi öğrencileri, “Bu dava yalnızca onların değil, hepimizin davasıdır” diyerek şunları söyledi:
“Kayyumlara karşı verdiğimiz mücadelede sadece onlar değil, onların şahsında Boğaziçi direnişinde verdiğimiz demokrasi mücadelesi de yargılanmak istenmektedir. İktidarın hedef göstermelerine ve saldırılarına karşı sürdürdüğümüz mücadelede Berke ve Perit’in de tam yanlarında yer alıyoruz.”
“Bu insanca direnişi destekliyoruz”
Perit’in annesi Canseli Özen, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin aileleri tarafından oluşturulan Boğaziçi Üniversitesi Aile Dayanışması adına açıklamalarda bulundu.
Özen, “Bizler, çocuklarımızın haklı karşı duruşuna, yaratıcı fikirlerle dopdolu barışçıl eylemlerine sonuna kadar destek vereceğiz. Sadece kendi çocuklarımız için değil, bu ülkedeki tüm gençler layık oldukları nitelikli, demokratik, özgür ve özerk üniversite eğitimini alabilsinler diye ısrarla sesimizi yükseltiyoruz ve bundan da asla vazgeçmeyeceğiz. Bizler öğrenci aileleri olarak, üniversitenin tüm bileşenlerinin, özellikle güzelim öğrencilerimizin kula kulluğu reddeden, vatandaşlıkta ısrar eden bu insanca direnişini en güçlü şekilde desteklediğimizi ve her şartta yanlarında olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz: Hukuksuzluğu kabul etmiyoruz, mücadeleden vazgeçmiyoruz, Berke ve Perit’e özgürlük istiyoruz” ifadelerine yer verdi.
“Erdoğan iktidarının mahpus siyasetine karşı haykırıyoruz”
Sonrasında Boğaziçi öğrencileri bir açıklama daha yaptı. Yapılan açıklamada “7 Ocak 2022 günü, Berke ve Perit’in tutuklanmasının üzerinden 94 gün geçmişken, direnişimiz boyunca bizlerle birlikte bu demokrasi mücadelesine omuz vermiş herkesi Çağlayan’dan selamlıyoruz” denilerek şöyle devam edildi:
2021’in ilk günlerinde, Melih Bulu’nun Boğaziçi’ne kayyum rektör olarak atanmasıyla başlayan direnişimiz; 1 yılın sonunda, ilk günden bu yana bir arada olduğumuz dostlarımızla, aynı kararlılıkla sürüyor. HDP belediyelerine atanan kayyumlar ile Boğaziçi’ne atanan rektörler arasında nasıl fark yoksa, kayyum rektörün inisiyatifiyle kapatılan BÜLGBTİ+ kulübü ile Soylu tarafından her fırsatta hedef gösterilen LGBTİ+’lar nasıl ötekileştirme siyasetinin hedefiyse, Boğaziçi eylemleri nedeniyle tutuklanan arkadaşlarımız ile diğer siyasi tutsaklar da aynı demokrasi sorununun bir sonucu olarak cezaevindeler.
Bugün Berke’yi ve Perit’i üç aydır tutsak edildikleri zindandan almaya ve Erdoğan iktidarının mahpus siyasetine karşı birleşik mücadelemizle dimdik durduğumuzu haykırmaya geldik. İktidarın saldırılarıyla tutsak edilen dostlarımızı alacak, muktedirlere karşı yine omuz omuza direneceğiz. Demokrasi sorunu çözülene, siyasi tutsaklar özgürlüğe kavuşana dek yılmadan mücadele edeceğiz.”
Öğrenciler, ait olduğu kampüslere dönsün
Son olarak da Boğaziçi akademisyenlerin yaptığı açıklamada, “Bir yıldır hem öğrencilere hem akademisyenlere dönük türlü baskıcı uygulamaların sürdüğüne dikkat çekilerek, “Bu baskılar sadece bize ve öğrencilerimize değil, ülkedeki her tür muhalif düşünce ve sese de yöneltiliyor. Biz buna karşı şu gerçeği hatırlatıyoruz: Düşünce ve ifade özgürlüğünün olmadığı, temel hak ve özgürlüklere saygı gösterilmeyen üniversite kampüslerinde bilim ve bilgi üretilemez. Bugün görülecek davada, 94 gün yargı önüne çıkarılmadan tutuklu kalan Berke ve Perit’in serbest bırakılmalarını ve yargılanan tüm öğrencilerimizin ait oldukları kampüslere dönmelerini talep ediyoruz” denildi.
Akademisyenlerin açıklamasıyla eylem sona erdi. Ardından duruşma salonuna geçildi.
“Bizim haklı bir mücadelemiz var”
Tutuklu bulunan Berke ve Pelit, hakim kararıyla duruşmaya SEGBIS sistemiyle, çevrimiçi olarak bağlandı.
Kamu ulaşım aracını kaçırma iddiasıyla yargılanan Perit, “Son suçlama olarak ne diyeceğimi bilemedim. Bir ay önce koğuşumuza iddianame geldi. Bunu görünce gözlerime inanamadım. Şok oldum ve sabaha kadar güldüm. İddia makamına beni güldürdükleri için teşekkür ederim” dedi.
Perit: “Bizler yalnız eğitim hakkı yenen, dayak yiyen öğrenciler değiliz, bizim haklı bir mücadelemiz var. Üzerime atılan tüm suçları reddediyorum, tahliyemi talep ediyorum.”
“Eğitim hakkımdan mahrum bırakılıyorum”
Tutuksuz yargılanan 12 öğrenciden biri olan Kaan, yargılandıkları 4 Ekim gününü anlatırken şunları aktardı:
“Güvenlik görevlileri üzerimize gelince arbede yaşandı. Öğrencilerin Naci Bey’i bir yerden bir yere götürmediği aşikar. Bindiği araç birkaç ton ağırlığında ve birkaç beygir gücünde, birinin onu kısıtlaması imkansız. Bu yaşanan arbedede kimseye şiddet uygulamadım. Bana verilen adli kontrol yüzünden bir hafta sonra gideceğim yüksek lisans eğitimime gidemedim. Defalarca itiraz etmeme rağmen eğitim hakkımdan mahrum bırakılıyorum.”
Harbiden neden tutsaktım?
Berke: “Gözaltına alınırken ters kelepçe işkencesi uygulandı, söylenen sözler hala kulağımda. Hapishanede de işkence devam etti. Verilmeyen yemekler, geç verilen, verilmeyen mektuplar, geç verilen ders notları… Harbiden neden tutsaktım? 90 gün tutuklu kalınca insan unutuyor.”
Berke ve Perit tahliye edildi
Kararı açıklayan mahkeme, tutuklu sanıkların tutuklu kaldıkları süre sayılarak, adli kontrol ve yurt dışı yasakları kalacak şekilde ayrı ayrı tahliyelerine, Berke ve Perit’in ise tutuksuz yargılanmasına karar verdi.