Siyasi HaberSiyasi Haber

    Güncel Kalın

    Türkiye ve dünyada neler olup bitiyor ilk siz bilgi sahibi olun

    Göz attınız mı?

    Kampüsleri Yeniden Kurmaya

    14 Eylül 2015

    AKP-Cemaat Haydutluk İttifakı ve Parçalanışı

    11 Ağustos 2016

    Hayır denmeyecek nesi var?

    13 Nisan 2017

    Endüstriyel tarım ve tabiatın tahribi (2)

    12 Ağustos 2020
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Haberler
      • Gündem
        • Ekonomi
        • Politika
        • Ortadoğu
        • Spor
        • Sağlık
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Haklar ve Özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen Hakları
        • Çocuk Hakları
      • Bilim Teknoloji
      • Kültür Sanat
    • Yazılar

      El Tema!

      26 Eylül 2023

      Savas Tamtamlarına Karşı Halklarımız Barış İster!

      21 Eylül 2023

      Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC)

      19 Eylül 2023

      Güvenlik ve sürdürülebilirlik

      19 Eylül 2023

      Devlet sahipsiz mi, sahipleri kimler?

      18 Eylül 2023
    • Yazarlar
    • Seçtiklerimiz
    • Söyleşiler
    • Dosyalar
    • Çeviriler
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Bitmeyen aşk: Kartaca yıkılmalıdır

    Bitmeyen aşk: Kartaca yıkılmalıdır

    BÜLENT TEKİN yazdı: "Nasıl olsa çok kullanışlı bir formül var, her zaman ve her yerde kullanılan… İç veya dış, siyasi veya ekonomik hemen her sıkıntıyı Kartaca’ya bağlamakta son derece mahir Erdoğan ve Bahçelinin retoriği her zaman hazır yerinde duruyor nasılsa…"
    Bülent Tekin- Bülent Tekin6 Şubat 20235 dk. okuma süresi
    Paylaş
    Facebook Twitter Telegram WhatsApp Email

    “Ceterum censeo Carthaginem esse delendam.”Latince olan bu cümle kelime kelime tercüme edilirse “Bu arada, kanaatime göre, Kartaca yıkılmalıdır.” anlamına gelir. Romalı senatör Marcus Porcius Cato’nun cümlesidir bu.  Zaman zaman bu cümleyi “şu da var ki,” veya “geçerken şunu da söyleyeyim,” “bence,”, “değerlendirmeme göre,” “bu arada kanaatimce” veya “talebim odur ki” anlamında söylemiş olabilir. Ancak kesin olan şey cümlenin sonu daima aynıdır: Kartaca yıkılmalıdır!

    Senatör Cato söylevlerini daima bu sözlerle bitirirmiş. Her neden bahsederse bahsetsin, lâfı “Kartaca yıkılmalıdır”la bağlarmış. Boş verin başka her şeyi, şunu bunu, esas mesele budur, anlamına gelen bir söz, bir talepti bu.

    Cato’nun bu emeline (bitmeyen aşkına) nihaye MÖ 150 yılında ulaştığı biliniyor. Roma İmparatorluğu, Üçüncü Pön Savaşı’nı başlatmış, sonunda da Kartaca’yı yenmiş, yerle bir etmiştir. MÖ 6. yüzyılın sonlarından itibaren Roma ile Akdeniz’in etki alanı olarak paylaşılmasında, Kartaca ile Roma arasında ufak sürtüşmeler dışında pek fazla sorun yaşanmadı. Ancak MÖ 3. yüzyılda dengeler değişmeye başlamıştır. İtalya yarımadasında Yunan kent devletleri üzerinde kesin hâkimiyet kuran Roma, Akdeniz ticaretinden payını artırmaya gitmek yolundadır artık.

    Akdeniz üzerindeki etki alanları çekişmesi, Pön savaşları olarak tarihe geçecek bir dizi çatışmaya yol açmıştır. Roma’ya karşı İki yenilgi alan ve sonrasında gücünden çok şey kaybetmiş olan Kartaca’ya karşı Roma’nın son darbesi, MÖ 149 yılında başlayan ve MÖ 146 yılında Kartaca kentinin tümüyle yakılıp yıkılmasıyla son bulan Üçüncü Pön Savaşı’dır.

    Kartaca, MÖ 814 yılında, Tunus yarımadasında kurulmuş olan bir Fenike kolonisidir. Kartaca, Fenike dilinde  “Yenişehir” anlamına gelmektedir. 

    Kartaca Muharebesi, Kartaca ile Roma Cumhuriyeti arasında savaşılan Pön Savaşlarının üçüncüsünün (MÖ 149-146)  tek ve son silahlı çatışmasıdır. MÖ 149 yılında bir kuşatma harekâtı şeklinde başlamış ve 146 yılında Kartaca şehri ve devletinin yıkılması ve bir daha ayağa kalkamayacak şekilde tamamen ortadan kaldırılmasıyla sonuçlanmıştır.

    Zamanla Roma’ya olan savaş tazminatlarının ödemesini tamamlayan Kartaca artık kendisini antlaşmanın şartlarıyla bağlı görmeyerek silahlı kuvvet oluşturmaya başlar. Ancak (Cezayir’in günümüzde sınırları içinde kalan) Numidya saldırılarına karşı oluşturulan ordu ilk muharebesinde başarısız olacak ve Kartaca bu kez de Numidya’ya tazminat ödemek durumunda kalacaktır.

    Sürekli şüpheyle bakılan Kartaca’nın bu yeni militarizmi Roma Senatosunda değerlendirilecek ve özellikle Cato her konuşmasını Kartaca yok edilmelidir diye bitirecektir.

    MÖ 149 yılında Kartaca’yı savaş alanına çekmek için Roma Senatosu Kabul edilemeyecek talepler ileri sürmeye başlar. Asillerin yüzlerce çocuğu rehine olarak talep edilir, sonrasında ise şehrin yıkılıp iç kesimlerde yeniden kurulması istenir. Talepler reddedilince savaş ilan edilir. Başlayan Üçüncü Pön Savaşında Kartaca önceki savaşlarda olduğunun aksine paralı askerlerle değil kendi vatandaşlarıyla ülkeyi savunmak durumunda kalır. Seferberlik ilan eden Kartacalılar ilk Roma saldırılarını püskürtmeyi başarır.

    Kartacalılar yaklaşık iki yıl boyunca kuşatma altında Roma saldırılarına karşı koyar. Şehrin içindeki yaklaşık 500 bin kişi insanüstü bir gayretle şehri büyük bir cephaneliğe çevirir. Roma Senatosu Scipio Aemilianus’u konsül atayarak ordunun başına getirir. Şehre son darbeyi indirmeden önce Romalılar limana giriş çıkışı kesmek için bir dalgakıran inşa ederler. MÖ 146 yılında Romalılar şehrin surlarını aşmayı başarırlarsa da şehri almaları kolay olmaz. Her bir Kartacalı silahlandırıldığı için Romalılar ev ev mahalle mahalle savaşarak ilerlemek durumunda kalırlar. Sonunda şehir ele geçirilince sağ kalan 50 bin Kartacalı satılmak üzere esir edilir. Şehir bir daha kurulmaması için yerle bir edilir. Fethedilen topraklar “kamu toprağı” olarak devletleştirildiği ilan edilerek Romalı, İtalyan ve yerel çiftçilere verilir. Savaştan sonra Scipio Aemilianus’a onursal soyadı olarak “Africanus” ismi verilir. Kartaca’nın yakılıp yıkılmasından sonra Romalıların şehrin yeniden aynı yerde kurulmasını engellemek için toprağa tuz attıkları iddia edilse de döneme ait yazılı eserlerde buna dair bir bilgi bulunmamaktadır.

    Senatör Cato’nun “Ceterum censeo” (Bu arada kanaatimce) ile başlayan sözleri, takıntıya dönüşmüş bir ruh halini gösterir. Gözleri düşmanından başka hiçbir şeyi germeyen hastalıklı bir durum. Adeta düşmanıyla ya da düşman gördüğüyle büyülenmiş acınası bir zihniyet dünyası… Dünyanın ve yaşamın tüm gerçeklerine kör olarak, gözünü sadece tek meseleye, yani düşman bellediğine dikmiş bir delilik… Düşman gördüğüne daima saldırmak ve yok etmek hazırlıkları ve o anları dört gözle beklemek… Her konuda Kartaca’yı yok etmeyi önceleyen ve kendi politikasına araçlaştıran bir anlayış… Her olayın, her konuşmanın ardından söylenen, Kartaca yıkılmalıdır sözü, konuşmayı-sözü anlamsızlaştıran, politikayı ve huzuru iptal eden bir cinnet halidir… “Onlar yok olmadan bize rahat yok” kâbusuyla düşünen ve yaşayan bir cinneti anlatır… Oysa Kartaca yani Yenişehir bir barbarlık imgesinden çok ihtişamı ve kültürüyle nam salmış bir metropoldü.

    Bugün Türkiye’de Kartaca yıkılmalıdır saplantısı içinde olan iktidarın ve de bazı muhalefet partilerin olduğu yanlış sayılmamalı. Tabii burada Kartaca Kürtler ya da HDP’dir. Özellikle AKP ve MHP’nin Kartaca yerine Kürtler ve HDP’yi koymuş olduğunu düşünüyorum. Özellikle MHP ve lideri Bahçeli her konuşmasını mutlaka terörizm, HDP ve Kürtler üzerinden yapmaktadır. HDP kapatılmalıdır! HDP’lilere (burada esas söylenmek istenen bana göre Kürtlerdir) bu topraklarda olamazlar, siyaset yapamazlar. Siyasi talepleri olamaz! Bahçeli ve Erdoğan’ın HDP düşmanlığına kadar varan tavırları bu konuda tutsak edilmiş bir zihniyeti (takıntıyı) gösterir.

    AKP-MHP iktidarının içinde bulunduğu “Kartaca yıkılmalıdır” haleti ruhiyesi maalesef burjuva muhalefet içinde de hüküm sürmektedir. Bu özellik en çok da İyi Parti’de görülmektedir. Bu durum sanki dört tarafı düşmanlarla çevrili bir yerde yaşayanların içinde bulunduğu bir tür  milliyetçiliği devam ettiren bir saplantı… Bu ruh hali, yaşayabilmek için kendine bir Kartaca ister. Tabii burada Kartaca HDP ve Kürtlerdir.

    Bugün, iktidar, yani AKP ve MHP  “Kartaca yıkılmalıdır” ipine sarılmış durumdadır. Enlasyondan hırsızlığa, fiyat artışından yolsuzluğa sebep olan  “terörle mücadele” yani HDP, PKK ve Kürtlerdir. Bütün suç HDP ve Kürtlere aittir.

    Kısacası Romalı senatör Cato, ne anlatırsa anlatsın sonunda dönüp dolaşıp sözünü  “Kartaca yıkılmalıdır” sözüne bağlardı. Bu, doğrudan ortadan kaldırılacak düşmanı işaret ederken, “boş verin onu bunu, esas mesele şudur” anlamında, tüm toplumu tek bir siyasi amaç doğrultusunda mobilize eden bir ideolojik ifadesiydi. Sonunda Kartaca yıkıldı. Rivayet odur ki Kartaca yenilip, yıkılınca Senatör Cato’nun uzun bir süre sessiz ve mutsuz olduğu söylenir. Anlaşılan bu deyim kullanışlı bir formül, bugün de kullanılabiliyor. Bahçeli ve Erdoğan isterse Anayasa Mahkemesi de işlem görebilir. HDP yani Kürtler yıkılmalıdır! Nasıl olsa çok kullanışlı bir formül var, her zaman ve her yerde kullanılan… İç veya dış, siyasi veya ekonomik hemen her sıkıntıyı Kartaca’ya bağlamakta son derece mahir Erdoğan ve Bahçelinin retoriği her zaman hazır yerinde duruyor nasılsa…

    AKP Erdoğan HDP Kürtler
    Paylaş. Facebook Twitter Telegram WhatsApp Email
    Önceki YazıFelaket göz göre göre gelmiş: HDP’li Vekil Bakanlığı uyarmış!
    Sonraki Yazı Devrimci Parti Genel Başkanı Elif Torun Öneren, enkazdan çıkarıldı

    İlgili Yazılar

    Erdoğan BM’nin sürdürülebilirlik renklerini, LGBTİ+ onur renkleriyle karıştırıp sinirlendi

    LGBTİ+ 22 Eylül 2023

    HDP ve Yeşil Sol Parti’den, Sezgin Tanrıkulu açıklaması: Hakikatin yanında durmaya devam edeceğiz

    Manşet 11 Eylül 2023

    HDP’den yeni eğitim ve öğretim yılı için açıklama: Anadilde eğitim haktır

    Eğitim 7 Eylül 2023
    Destek Ol
    Yazılar

    El Tema!

    - Betül Yangın

    Savas Tamtamlarına Karşı Halklarımız Barış İster!

    - Toros Korkmaz

    Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC)

    - Betül Yangın

    Güvenlik ve sürdürülebilirlik

    - Cengiz Onur

    Devlet sahipsiz mi, sahipleri kimler?

    - Hüsnü Gürbey

    Nohra Padilla

    - Betül Yangın
    Tarihten

    Bugün 30 Mart 1972 Kızıldere Katliamı’nın 50. yıl dönümü!

    Mahir Çayan, Sinan Kazım Özüdoğru, Hüdai Arıkan, Ertan Saruhan, Saffet Alp, Sabahattin Kurt, Nihat Yılmaz, Ahmet Atasoy, Cihan Alptekin, Ömer…

    Seçtiklerimiz

    Tatik ve Papik (Տատիկ և Պապիկ)

    - Siyasi Haber

    Meksika’da sergilenen sahte uzaylıların gerçek hikayesi, uzaylılardan bile ilginç!

    - Çağrı Mert Bakırcı

    Meksika Kongresi’nde gösterilenler ‘uzaylı’ kalıntıları mı? Sunum yapan Jaime Maussan kimdir?

    - Siyasi Haber

    Sezgin Tanrıkulu gündeme getirmişti… Kuşkonar-Koçağılı ve Kulp: 1990’lı yılların delilli cinayetleri

    - Siyasi Haber

    Kürtler, Arap aşiretleri ve karmaşık bir hesaplaşma: Suriye’de neler oluyor?

    - Fehim Taştekin

    Mafya günlükleri

    - Timur Soykan

    Güncel Kalın

    Son felişmelerden haberdar olmak için E-Bültenimize üye olun

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook Twitter YouTube
    Emek

    350 hanelik köy 8 gündür karanlıkta: ‘Kimse DEDAŞ ile baş edemiyor’

    30 Eylül 2023

    DİSK’ten “Dijitalleşme, Emek, Gelecek ve Türkiye” konferansı başladı

    30 Eylül 2023

    DİSK’ten “Dijitalleşme, Emek, Gelecek ve Türkiye” konferansı

    29 Eylül 2023
    Kadın

    ‘Feminist Gece Yürüyüşü’ne katıldıkları için yargılanan kadınlar beraat etti

    28 Eylül 2023

    Evli olduğu Tuğba Dursun’u öldüren Burhan Dursun’a ağırlaştırılmış müebbet cezası verildi

    28 Eylül 2023

    6 ay önce bıçakladığı kadını cezaevinden çıkınca öldüren Mehmet Dinç tutuklandı

    20 Eylül 2023
    © 2023 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Siyasi Haber / Künye
    • İletişim
    • Gizlilik Politikamız

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.