Siyasi HaberSiyasi Haber

    Güncel Kalın

    Türkiye ve dünyada neler olup bitiyor ilk siz bilgi sahibi olun

    Göz attınız mı?

    ‘Batı’ Tayyip’i ne zaman ve nasıl yargılar?

    5 Nisan 2017

    Darbe notları 2 – Darbe girişimi ve OHAL’in iktisadi etkileri

    28 Temmuz 2016

    AVM dünyası

    30 Temmuz 2017

    ‘Amman ha adamına dikkat, oyuna gelirsin sonunda’

    1 Nisan 2018
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Haberler
      • Gündem
        • Ekonomi
        • Politika
        • Ortadoğu
        • Spor
        • Sağlık
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Haklar ve Özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen Hakları
        • Çocuk Hakları
      • Bilim Teknoloji
      • Kültür Sanat
    • Yazılar

      Ağ toplumu ve siyasal faaliyet III

      28 Ocak 2023

      Ağ toplumu ve siyasal faaliyet II

      27 Ocak 2023

      Ağ toplumu ve siyasal faaliyet I

      25 Ocak 2023

      Kapitalizmin kendi için savaşı: Ukrayna-Rusya savaşı!

      25 Ocak 2023

      Seçim döneminde internet sansürlerinden nasıl korunacağız?

      24 Ocak 2023
    • Yazarlar
    • Seçtiklerimiz
    • Söyleşiler
    • Dosyalar
    • Çeviriler
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Bir Arap Alevi’den HDP’ye açık mektup

    Bir Arap Alevi’den HDP’ye açık mektup

    SÜLEYMAN SAYAR yazdı - HDP Arap Alevilerin politik kimliğini ve taleplerini ve bu yöndeki örgütlenmesini görerek hareket edebilmeli, kapsayabilmelidir. HDP bir aidiyet yaratarak Arap Alevi partisi de olduğunu belirgin biçimde göstermeli, taleplerimizi yüksek sesle dillendirmelidir. 
    Süleyman SayarBy Süleyman Sayar15 Eylül 20155 Mins Read
    Share
    Facebook Twitter Telegram WhatsApp Email

    Arap Aleviler; Emeviler, Abbasiler, Selçuklular ve Osmanlılar tarafından soykırıma tabi tutulmuş bir halktır. Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca da bu soykırım kültürel boyutta sürdürülmüştür. Halkımız can güvenliğini, çocuklarının eğitimi gibi ihtiyaçlarını kimlik problemlerinin önünde tutmuş ve iktidarla karşı karşıya gelmekten özellikle kaçınmıştır. Dolayısıyla bugüne dek herhangi bir ulusal-kültürel talepleri olmamıştır.

    Adana ve Mersin’de yaşayan Arap Aleviler 1920’ lerden, Antakya Arap Alevileri ise Antakya’nın ilhakından beri tek inanca, tek millete, tek dile dayalı Kemalist rejimin asimilasyon politikalarına maruz kalmışlardır. Dilleri, inançları yasaklanmış; anadilini konuşmakta ısrarcı olanlara ise dayak, para cezaları ve hapishaneler reva görülmüştür. Sözde laiklikle yönetilen ülkemizde inançlarını bile gizli koşullarda sürdürmüşlerdir. Fakat denize düşen yılana sarılır misali bin yıllık katliam tarihinden sonra kör topal da olsa laiklik ilkesine sıkı sıkıya sarılmış ve Kemalist safta yerlerini almışlardır. Farklı dönemlerde farklı siyasi partileri desteklemiş olsalar da genellikle CHP’ yi laikliğin garantörü görerek oylarını bu partiye vermişlerdir. Fakat CHP’nin gerçek anlamda laikliği savunmadığını, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kurucusu olduğunu, Alevilerin inanç ve örgütlenme mekanlarını kapattığını, Dersim katliamının birinci dereceden sorumlusu olduğunu, ayrıca dilimizi yasakladığını ve bizim Arap değil de “Araplaşmış Eti Türkleri” olduğumuzu bize zorla kabul ettirmek için baskı uyguladığını az çok mürekkep yalamış herkes bilir. Bize düşen görev halkımıza bu gerçekleri anlatmak ve halkların hakkını savunan siyasi adresleri öne çıkarmaktır. Türkiye’de yaşayan bütün dinleri, mezhepleri, halkları kapsamaya çalışan HDP’dir. Ezilen, asimilasyona uğrayan, dışlanan, ötekileştirilen bir halk olarak yüzümüzü bu adrese dönmek durumundayız.

    Tabii ki bu konuda HDP’ye de görevler düşmektedir. Genel olarak Alevilerin taleplerini dillendirmek yetmez. Arap Alevilerin dil sorunu, anadilinde eğitim alamama sorunu gibi özgül sorunları vardır. Dini bayramlarının devlet tarafından tanınmama sorunu vardır. Örneğin Arap Alevilerin en büyük bayramı olan Ğadir-Hum Bayramı’nda idari tatil ilan edilmesini istiyoruz.

    Diğer Aleviler İslam içinde bir renk kabul edilirken, bizim insanlıktan nasibini almamış İslam ve Alevilikle de ilgisi olmayan caniler olduğumuz iddia ediliyor. Arap Alevilerin (iktidarın şeytanileştirdiği bir kavram olarak Nusayrilerin) katli vacip dinsizler oldukları yönünde yayınlar yapılmaktadır.

    Arap Aleviler hakkında bu tür karalama kampanyaları yapılırken, biz kendimizi yeterince ifade edemiyoruz. Daha 10 yıl öncesine kadar biz üniversitelere giderken 1980 darbesinde yorgun düşmüş, vahşi kapitalist devlet politikaları ile daha da fakirleştirilmiş çiftçi ailelerimiz “Sakın ha! Alevi olduğunu, Arap olduğunu kimseye söyleme” gibi tembihlerde bulunuyorlardı. Şimdi ise halkımız güneşin altındaki yerini talep ediyor. Arap Aleviler siyasallaşarak bu döngüyü bozmaya başladı. Kendi etno-dinsel kimlikleriyle dernekler, platformlar kurarak dergiler-gazeteler çıkararak örgütlenmeye başladı. Üniversitelerde Arap-Alevi Gençlik Meclisleri kuruluyor. Gençler anadillerine, kimliklerine sahip çıkıyor. Engellenemez bir uyanış bu. Ancak henüz yolun çok başındayız. Bu da şu anlama geliyor: En büyük sorunumuz tanınma ve temsil edilme.
    Bugüne kadar sayısı yetersiz olsa da Arap Aleviler çeşitli siyasi partilerden milletvekilliği koltuğuna oturmuş fakat AKP-CHP ne kadar Kürtleri (!) temsil etmişse bizi de o kadar temsil etmişlerdir. Devlet karşısında taleplerimizi dillendirecek, kimliğimize-kültürümüze sahip çıkacak, asimilasyon politikalarını teşhir edecek ve bu ülkede “Alevi-Sünni-Hıristiyan Araplar da vardır” diyebilecek temsilciler istiyoruz. Arap Aleviler, Türkiye ulus-devlet sınırlarını aşan bir azınlık toplumu olmasına rağmen Suriye ile her krizde en son biz hatırlandık. Yahut bu hep bir tehdit unsuru olarak Arap Aleviler’e karşı kullanılığı gibi, komşularımızdaki ekonomik, siyasi ve sosyal problemlerin yansımalarını dile getirebilecek hiçbir siyasi parti olmadı. Bu yalnız temsil meselesi değil aynı zamanda korkularımızı, çaresizliklerimizi dile getirebilecek bir adres bulma umudu ve savaşıdır.

    HDP’nin bütün kimliklere ve inançlara, özgürce var olacakları bir Yeni Yaşam çağrısı var.
    Bu Yeni Yaşamda hiç kimsenin kimliğinden dolayı korkmayacağı yarınlar istiyoruz. İnsanların Arap olmasından veya Alevi olmasından gurur duyacağı yarınlar istiyoruz. Yoksullaştırılmış çiftçilerimizin de tır şoförlerimizin de kendi toprağında, bölgesinde iş bulabildiği, her gün onlarca gencin Arabistan’a göçmek zorunda olmadığı yarınlar istiyoruz. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, zorunlu din derslerinin olmadığı yarınlar istiyoruz. Devletin inanç alanından tamamen çekileceği, hiçbir din görevlisine veya din kurumu ve ibadethaneye ödenek ayırmayacağı yarınlar istiyoruz. Her inancın sadece kendi inananları tarafından finanse edileceği yarınlar istiyoruz.

    Bazı çevreler Alevi dedelerin de maaşa bağlanmasını, din derslerinin Aleviliği de kapsamasını ve Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde Alevi Diyanet İşleri Kurumunun kurulmasını savunuyorlar. İzzettin Doğan başkanlığındaki Cem Vakfı veya Alevi İslam Din Hizmetleri Başkanlığı’nın bu yönde talepleri olmuştur. Bu kurumlar devletin Aleviler içindeki truva atlarıdır.

    1400 yıldır baskı, zor ve şiddetle teslim alınamayan Alevileri içten çürütmek ve teslim almak için kurulmuş kurumlardır. HDP belediyeleri de meclis kararlarıyla Cem Evlerine ibadethane statüsü tanıyıp, suyu bedava verme kararı aldı. Devlet imkânlarının yalnız bir inanç için kullanılması yerine, diğer inançların da bu imkânlardan faydalandırılması eşitlik bakımından doğru bir uygulamadır. HDP’li belediyelerin bu uygulaması farkındalık yaratma açısından önemli ve olumlu bir adımdır. Ancak elbette ki talebimiz diyanet işlerinin tamamının devlet inisiyatifinden ve finans alanından kurtulmasıdır. Laiklik bu değil midir?

    HDP Arap Alevilerin politik kimliğini ve taleplerini ve bu yöndeki örgütlenmesini görerek hareket edebilmeli, kapsayabilmelidir. HDP bir aidiyet yaratarak Arap Alevi partisi de olduğunu belirgin biçimde göstermeli, taleplerimizi yüksek sesle dillendirmelidir. Bunu gündemine almalıdır. Kobane’de ve Suriye’nin diğer bölgelerinde ÖSO, el Nusra, IŞİD çetelerine karşı Arap Aleviler, Kürtler, Ezidiler ve diğer halklardan insanlar nasıl omuz omuza savaş verip başarılı olduysa, Türkiye’de de halkların, barışın ve emeğin temsilcisi olan HDP bu birlikteliği başarabilir. İŞİD’ci, Nusracı AKP’ ye karşı, HDP’yi destekleyen halkların başarılı olmaması için hiçbir neden yok!

    Yeter ki bütün halklar HDP’de kendini ifade edebilsin ve temsiliyetini bulsun.

    Share. Facebook Twitter Telegram WhatsApp Email
    Previous Articleİngiltere Başbakanı David Cameron: İşçi Partisi ulusal güvenliği tehdit ediyor
    Next Article Ekoloji hareketlerinden ortak açıklama: Barış hemen şimdi

    İlgili Yazılar

    Erdoğan’ın ‘müjdesi’ çay üreticisini ne kadar yoksullaştırdı, ihracatçıya ne kadar kazandırdı?

    Emek 28 Ocak 2023

    Kudüs’te bir Yahudi yerleşim birimine düzenlenen saldırıda 7 kişi öldü

    Dünya 28 Ocak 2023

    Denizli’de evde ölü bulunan bebeğin vücudunda darp izleri görüldü

    Çocuk Hakları 28 Ocak 2023
    Destek Ol
    Yazılar

    Ağ toplumu ve siyasal faaliyet III

    Mahir Sayın

    Ağ toplumu ve siyasal faaliyet II

    Mahir Sayın

    Ağ toplumu ve siyasal faaliyet I

    Mahir Sayın

    Kapitalizmin kendi için savaşı: Ukrayna-Rusya savaşı!

    Hasan Kılıç

    Seçim döneminde internet sansürlerinden nasıl korunacağız?

    Onur Zeybek

    Yeniden kuruluş ve sosyalist hareket

    Kadir Akın
    Tarihten

    16 Kasım 1975: 2 bin 385 kişinin hayatını kaybettiği depremde evsiz kalan Liceliler, resmi daireleri işgal etti

    Lice’de 6 Eylül 1975 tarihinde meydana gelen depremde, 2 bin 385 kişi hayatını kaybetti. Lice yıkık bir kente dönüşürken, soğuktan…

    Seçtiklerimiz

    İttifakı ‘ortak duyu’yla kuşatmak

    Ertuğrul Kürkçü

    Siyasi kadın mahpus olmak

    Siyasi Haber

    Pervin Buldan: 6’lı Masa adayını çeksin, bizim adayımıza oy versin

    Siyasi Haber

    Mülteci meselesi ve ‘Kürt sorunu’

    Ertuğrul Kürkçü

    Aşkına sponsor aramak: Kısmetse Olur

    Ece Balekoğlu

    Hapishane günlüklerini bitirmeden…

    Şebnem Korur Fincancı

    Güncel Kalın

    Son felişmelerden haberdar olmak için E-Bültenimize üye olun

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook Twitter YouTube
    Emek

    İşçiler dört bir yanda eylemde

    28 Ocak 2023

    Sinema televizyon emekçileri: Yüzde 35’le gittik ama bir sonuç çıkmadı

    27 Ocak 2023

    İşçiler, patron ve sendika arasında yapılan ek zamma karşı tepkili

    27 Ocak 2023
    Kadın

    EŞİK: Anayasa oylamasına katılmayın!

    25 Ocak 2023

    ‘Feminist Biyografi Atölyesi’ başladı

    23 Ocak 2023

    Mersin Kadın Platformu: Anayasa değişikliği teklifine hayır!

    23 Ocak 2023
    © 2023 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Siyasi Haber / Künye
    • İletişim
    • Gizlilik Politikamız

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.