Siyasi HaberSiyasi Haber

    Güncel Kalın

    Türkiye ve dünyada neler olup bitiyor ilk siz bilgi sahibi olun

    Göz attınız mı?

    Kırım Kongo Kanamalı Ateşi ölümleri önlenebilir miydi?

    4 Nisan 2018

    Cumhuriyet kazanımları hangi sürecin kazanımlarıdır?

    30 Nisan 2016

    Mutlu azınlığın kısa ara toplamı: İşler nasıl işliyor?

    28 Şubat 2018

    Bırakalım Kürtler kendilerini kendileri tanımlasın

    14 Ekim 2020
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Haberler
      • Gündem
        • Ekonomi
        • Politika
        • Ortadoğu
        • Spor
        • Sağlık
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Haklar ve Özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen Hakları
        • Çocuk Hakları
      • Bilim Teknoloji
      • Kültür Sanat
    • Yazılar

      İnsanlık Suçu İşlenirken

      2 Ekim 2023

      El Tema!

      26 Eylül 2023

      Savas Tamtamlarına Karşı Halklarımız Barış İster!

      21 Eylül 2023

      Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC)

      19 Eylül 2023

      Güvenlik ve sürdürülebilirlik

      19 Eylül 2023
    • Yazarlar
    • Seçtiklerimiz
    • Söyleşiler
    • Dosyalar
    • Çeviriler
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Başımda kum fırtınası kalbimde şelale

    Başımda kum fırtınası kalbimde şelale

    KORKUT AKIN yazdı: Bugün en tutkulu olduğu şeyin özgürlük olduğunu, ancak duygularının, bazı alışkanlıklarının, bazı takıntılarının, bazı üzüntülerinin tutsağı olduğunu söylüyor Nazlı Eray. Dünyayı dolaşırken yaşadıkları aslında birer macera, okurken bile tedirgin ediyor insanı.
    Korkut Akın- Korkut Akın12 Aralık 20224 dk. okuma süresi
    Paylaş
    Facebook Twitter Telegram WhatsApp Email

    Hayata bakışı belirleyen birçok etken var. Hemen hepsini biliyorsunuz, içindesiniz zaten: toplumsal yapı, ailenin bakışı, eğitim, politika, ekonomik ve kültürel konumunuz, sağlığınız… uzar gider. Bir de düşleriniz vardır, ilk anda göz ardı edilen. Düşleriniz yaşatır sizi aslında, hem de dilediğiniz gibi. Düşlerinizin peşine düşerseniz yeni kuşlar uçar gökyüzünde, yeni rüzgârlar taşır sizi denizler üstünde, yeni insanlar bulursunuz, yeni hayatlar tanırsınız.

    TÜYAP Kitap Fuarı, zorunlu pandemi arasından sonra “Kitap şehre geri dönüyor” sloganı ve “Kitabın büyülü dünyası” temasıyla yine hepimizin buluşma alanı oldu. Taksim Meydanından Tepebaşı’na, şimdi de Beylikdüzü’ndeki yerine her yıl kitapseverlerin yeni kitaplarla ve birbirleriyle buluştuğu bu kısa ama bir o kadar da güzel günler hızla gelip geçti. Bu zorunlu pandemi arasından sonra çok şeyin değiştiğini gördük. Birçok insanımız ayrılmış aramızdan, birçoğu da katılmış büyük bir hevesle.

    Sanat Fuarı da ayrılanlar arasında, ne yazık ki! Umarız geçici bir ayrılıktır, gerçekten önemli bir buluşma noktasıydı orası da… Salonların boşluğu -her ne kadar bir köşede muhabbeti koyultanların ve yorgunluk atanların cıvıltısı hüznünü dağıtıyorsa da- insanın içine oturuyordu.

    Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!

    Bu yılın Onur Yazarı, “Kitabın büyülü dünyası”yla da örtüşen Nazlı Eray idi. TÜYAP, her yıl “Onur Yazarı” için özel bir kitap hazırlıyor. Faruk Şüyün, onur yazarlarıyla uzun süreli görüşerek, onların yapıtlarını ince eleyip sık dokuyarak belki de yepyeni bir nehir söyleşi sayfası açıyor önümüze. Faruk Şüyün’ün olağanüstü titizliğiyle ortaya çıkardığı Nazlı Eray kitabı ile gerçek bir büyülü dünya açılıyor önümüze. Şüyün’ün edebiyat dünyasını iyi tanıması, yazarları ve yapıtlarını takip etmesi, neyin nerede, ne kadar ve niye yaşandığını bilmesinin etkisini yadsımak mümkün değil. TÜYAP “Onur Yazarı” dizisi yepyeni bir anlam kazandı Faruk Şüyün ile…

    Edebiyatımızın fantastik, gerçekçi hikâyeleriyle postmodern olarak tanınan yazarı Nazlı Eray’ı, “hep tehlikenin kıyılarında, yolun yabanıl yanında yürüyor” diye niteliyor hemen ilk cümlelerinde Faruk Şüyün, Necati Tosuner’in “Sen bir uçurum kadar tehlikelisin ve bir uçurum gibi bunun farkında değilsin”inden el alarak. Nazlı Eray’ın, içinden geldiği gibi, bir roman okurcasına düzgün anlattığını aktarıyor.

    Kısa cümlelerle yazıyor zaten Nazlı Eray. Okuru sanki elinden tutmuş da “büyülü bir dünya”da gezdiriyormuşçasına yazıyor. Kısa cümleler hep bir kesinlik içerir, nettir ve “gerçeklik”tir. Nazlı Eray’da bu kesinlik ve netlik okurun yorumuna, düşler kurmasına izin veriyor.

    Özgürlüğü düşünecek kadar özgür…

    “Kimliksizdim ilk zamanlar biliyor musun? Hiçbir kimliğim yoktu. Kim olduğumu, nereden geldiğimi ne okuduğumu söylemiyordum. Yeni bir hayata başlıyordum. Sıfırdan bir hayat, beyaz bir sayfa. Bunu başardım.” İlk öyküsünü daha ortaokul son sınıftayken yazan, ama ilginçtir, beğenilmeyecek diye kaygılanan Eray, kendi fantazyasını kurduğunu, belki de Attila İlhan’ın desteğiyle fark ediyor. Bugün 75 kitaba ulaşan yazdıklarıyla da kimliğini kendisi, kendi gücüyle kanıtlıyor.

    Bugün en tutkulu olduğu şeyin özgürlük olduğunu, ancak duygularının, bazı alışkanlıklarının, bazı takıntılarının, bazı üzüntülerinin tutsağı olduğunu söylüyor Nazlı Eray. Dünyayı dolaşırken yaşadıkları aslında birer macera, okurken bile tedirgin ediyor insanı. Birçoğumuz aklımızdan bile geçirmeyiz, çantayı alıp da dünyanın öbür ucuna, hiçbir şey bilmeden, kimseyi tanımadan, hiçbir destek olmadan gitmeyi. Bir yanıyla özgüvenli olduğunu söylemek mümkün, ama o, anlattığı yıllarda, anlattığı koşullarda özgüvenden çok gözü karalık, bana sorarsanız.

    İrfan Tözüm tarafından filme aktarılan, İtalyan yönetmen Angelo Savelli tarafından oyunlaştırılan Monte Kristo adlı öyküsünden el alarak, şöyle anlatıyor: “Ev kadını Nebile kocasından usanmıştır, tekdüze hayatından ve adamın kabalıklarından bıkmıştır. (…) Ve duvarı kazmaya başlar bir çatalla. Gizli gizli, ufak ufak. Gizli bir tünel açar. Başka bir hayatın içine girmiştir özgür olmak pahasına. (…) Ama özgür müdür? Orada da bir erkeğin hapsi altındadır. Bir hayattan kurtulmuştur, ama öteki yuvarlağa girmiştir, belki daha özgür hisseder kendini, ama bu da özgürlük değildir.”

    Karşılıklı söyleşi ya, Faruk Şüyün soruyor, Nazlı Eray yanıtlıyor: “Özgürlük deyince akla feminizm mi geliyor? Benim gelmez. Aşk Artık Burada Oturmuyor kitabım çok ünlüdür ve çok feminist bir kitap olarak gösterilir. Hiç onu düşünerek yazmamıştım.” O kitapta bir de klonlanan erkek vardır, klonlanmış “koyun Dolly”den çok önce. Boşuna sanat hayatın önündedir ve taşıyıcısıdır denmiyor.

    Hepimizin bir şekilde kalabalıklardan sıyrılma düşleri kurduğumuz bu dönemde, insanların arasında, gürültülerinin de kendisini etkilemediğini, yazabildiğini söylüyor Eray. Demek ki “inancı olan kuş yeraltında da uçarmış”.

    Sanat fuarının açılmamasına neden üzüldüm en çok, biliyor musunuz, Nazlı Eray’ın yaptığı resimleri göremedik… Bir sergisi olacağı duyurulmuştu, ama nedense açılmadı (Faruk Şüyün keşke sorsaydı). Öyküleri kadar fantastik ve bir o kadar büyülü mü, merak etmemek elde değil.

    Nazlı Eray, Başımda Kum Fırtınası Kalbimde Şelale
    Faruk Şüyün
    TÜYAP Yayınları, 2022, 182 s.


    Başımda kum fırtınasu kalbimde şelale Nazlı Eray TÜYAP Kitap Fuarı
    Paylaş. Facebook Twitter Telegram WhatsApp Email
    Önceki YazıKılıçdaroğlu Adalet Bakanlığı’na yürüdü
    Sonraki Yazı İran’da bir protestocu daha idam edildi!
    Destek Ol
    Yazılar

    İnsanlık Suçu İşlenirken

    - Toros Korkmaz

    El Tema!

    - Betül Yangın

    Savas Tamtamlarına Karşı Halklarımız Barış İster!

    - Toros Korkmaz

    Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC)

    - Betül Yangın

    Güvenlik ve sürdürülebilirlik

    - Cengiz Onur

    Devlet sahipsiz mi, sahipleri kimler?

    - Hüsnü Gürbey
    Tarihten

    7 Kasım 2019: Sosyalist hareketin önder kadrolarından Abdullah Karabulut yaşamını yitirdi

    1960’ların sonlarından itibaren devrimci harekette yer alan, TKEP’in kurucu ve öncü kadrolarından olan, yaşamının son yıllarında mücadelesini SYKP’de sürdüren Abdullah…

    Seçtiklerimiz

    Kerbela’ya çevirdiler, konteynere tıktılar, şimdi de parselliyorlar

    - Bahadır Özgür

    Tatik ve Papik (Տատիկ և Պապիկ)

    - Siyasi Haber

    Meksika’da sergilenen sahte uzaylıların gerçek hikayesi, uzaylılardan bile ilginç!

    - Çağrı Mert Bakırcı

    Meksika Kongresi’nde gösterilenler ‘uzaylı’ kalıntıları mı? Sunum yapan Jaime Maussan kimdir?

    - Siyasi Haber

    Sezgin Tanrıkulu gündeme getirmişti… Kuşkonar-Koçağılı ve Kulp: 1990’lı yılların delilli cinayetleri

    - Siyasi Haber

    Kürtler, Arap aşiretleri ve karmaşık bir hesaplaşma: Suriye’de neler oluyor?

    - Fehim Taştekin

    Güncel Kalın

    Son felişmelerden haberdar olmak için E-Bültenimize üye olun

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook Twitter YouTube
    Emek

    CHP’li Başevirgen: 8 ayda 71 bin 500 esnaf dükkanını kapattı

    2 Ekim 2023

    İngiltere’de doktorlar bir kez daha grevde: 85 bin sağlıkçı iş bıraktı

    2 Ekim 2023

    TABİB “norm kadro” talebiyle Kartal Meydanı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi

    30 Eylül 2023
    Kadın

    İstanbul Sözleşmesi Avrupa Birliği’nde yürürlüğe girdi

    2 Ekim 2023

    İran’da 9 ayda bin 700 kişi tutuklandı

    30 Eylül 2023

    ‘Feminist Gece Yürüyüşü’ne katıldıkları için yargılanan kadınlar beraat etti

    28 Eylül 2023
    © 2023 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Siyasi Haber / Künye
    • İletişim
    • Gizlilik Politikamız

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.