Siyasi HaberSiyasi Haber

    Güncel Kalın

    Türkiye ve dünyada neler olup bitiyor ilk siz bilgi sahibi olun

    Göz attınız mı?

    Meksika’da ‘Gasolinazo’ isyanı

    19 Ocak 2017

    Şirin mi şirin gecekondu evlerinde pişecek devrim taptaze bir aş gibi

    15 Eylül 2015

    İşçi sınıfı ve gezegenin geleceği birlikte iyileşecek ya da kötüleşecek

    20 Ocak 2023

    İdlib: Deniz bitti! Şimdi Erdoğan’ın hesap verme zamanı!

    13 Şubat 2020
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Haberler
      • Gündem
        • Ekonomi
        • Politika
        • Ortadoğu
        • Spor
        • Sağlık
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Haklar ve Özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen Hakları
        • Çocuk Hakları
      • Bilim Teknoloji
      • Kültür Sanat
    • Yazılar

      Ağ toplumu ve siyasal faaliyet III

      28 Ocak 2023

      Ağ toplumu ve siyasal faaliyet II

      27 Ocak 2023

      Ağ toplumu ve siyasal faaliyet I

      25 Ocak 2023

      Kapitalizmin kendi için savaşı: Ukrayna-Rusya savaşı!

      25 Ocak 2023

      Seçim döneminde internet sansürlerinden nasıl korunacağız?

      24 Ocak 2023
    • Yazarlar
    • Seçtiklerimiz
    • Söyleşiler
    • Dosyalar
    • Çeviriler
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Aşkına sponsor aramak: Kısmetse Olur

    Aşkına sponsor aramak: Kısmetse Olur

    ECE BALEKOĞLU’nun Vesaire’deki yazısı: "Gerçek insanların gerçek hayatlarını" anlatma iddiası taşıyan her reality şov gibi Kısmetse Olur da sıradanlık, sahicilik, röntgencilik gibi eksenler üzerinden konuşulmayı hak ediyor. Programı izlemenin gerekçeleri televizyondaki figürlerle konumunu eşitlemekten kavga-gürültü sahnelerini kaçırmama, dolayısıyla intikam hissini doyurma çabasına dek değişiyor, katılımcılar ise toplumsal ilişki normlarını yeniden üretmenin aracına dönüşüyor.
    Ece BalekoğluBy Ece Balekoğlu18 Ocak 20235 Mins Read
    Share
    Facebook Twitter Telegram WhatsApp Email

    Mazi sayfasını kapatmayı bilemeyen bir toplumuz. 90’lar Türkçe pop dinlemeyi, eski siyasi liderlerin efendiliğini övmeyi, teknolojisiz günlerin samimiyetini özlemeyi bir türlü bırakamıyoruz. Hayatımız giderek kötüleştiğinden midir bilinmez, balık hafızamıza rağmen her sene bir önceki seneyi daha yakıcı bir hasretle anıyoruz. Hâl böyleyken memleketin gençleri dahi “Ah, nerede o eski günler!” diye hüzünlenmiş olmalı ki, yakın tarihimizin en çok konuşulan reality şovlarından Kısmetse Olur’un dönüş duyurusu bile sosyal medyayı sallamaya yetti. Sahi, bu türden programlar kaç zamandır neredeydi?

    2017’de iktidarın KHK dalgası gündüz kuşağını da vurdu, RTÜK her hafta rekor cezalar verdiği evlilik programlarına yasak getirdi. RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, katıldığı bir programda bu yasaklamanın “halktan gelen talep doğrultusunda” yapıldığını söyledi. Böylesine ciddi bir düzenlemenin doğrudan halkın tepkisiyle açıklanmasındaki tuhaflık bir yana, ilk kez 2015’te yayınlanan Kısmetse Olur’un sonuna “Aşkın Gücü” eklenerek neredeyse altı yılın ardından yeniden çekilmesini sağlayan motivasyonun da benzer şekilde “halktan gelen talep” olması düşünmeye değerdi.

    Z kuşağının vazgeçilmezi olan TikTok’un popüler gündemleriyle hemhal olanların katılacağı üzere, Kısmetse Olur’un 2015’te yayınlanan ilk sezonuna dair tartışmalar, toplu izleme deneyimleri, fan sayfaları ve dönemin yarışmacılarına gösterilen ilgi 2022’de de fazlasıyla günceldi. Hatta yeni Kısmetse Olur’un ilk yarışmacılarından biri bir TikTok fenomeni oldu. Yani yasal gerekçelerle YouTube üzerinden yayınlanan yeni versiyon neredeyse TikTok kullanıcıları tarafından ısmarlanmıştı. Peki, programın tamamı kurmaca bile olsa, böylesine bir ilgi ve talebin kaynağı neydi?

    İnsanların reality şov izleme motivasyonları üzerine yapılan 2004 tarihli bir psikoloji araştırmasına göre[i], motiflerden en göze çarpanı “statü” odaklı olmak. Bu motifin arkasında da izleyicinin bu programlarda (dizilerin aksine) kendi toplumsal konumlarına yakın kişileri görmelerinin ilişki kurma olasılıklarını artırması yatıyor. Kısmetse Olur: Aşkın Gücü örneğinde transmedya kullanımının da bu motife hizmet ettiğini söylemek mümkün. Yarışmacılara ücretsiz bir şekilde olumlu ya da olumsuz oy verebilmeyi sağlayan mobil uygulama ve yarışmacıların hemen hepsinin programın bir uzantısı olarak TikTok platformunda canlı yayınlar açmaları, izleyiciyi aynı zamanda katılımcı gibi hissettiren, televizyon ile gerçek hayat arasındaki statü farkını nötrleyen önemli örnekler olabilir.

    Bir diğer ayırt edici motivasyon da intikam duygusuna yüklenen anlam. Reality şov izleyen ve bu programlardan keyif alan kişiler, bu programları izlemeyen kişilere kıyasla intikam hissine daha yüksek bir değer atfediyor. Bu bağlamda programdaki kavga ve gerginlik sahnelerinin gördüğü ilgi takdire şayan. Programın YouTube kanalında yayınlanan kısa kesitlerde de ağlama, kavga, ayrılık temalı başlıkları olanların eğlenceli ve komik anlara nazaran çok daha fazla görüntüleme aldığı açık.

    Bunların dışında gözlemlenen bazı motiflerse sosyal temas, onur, düzen ve romantizm güdülerini kapsıyor. Araştırma, birden fazla reality şov izleyen kişilerin hiç izlemeyenlere nazaran farklı motivasyonlara ağırlık verdiğini öne sürüyor. Sosyal yaşama dahil olma ve romantizm bu insanlarda diğerlerine kıyasla daha öncelikli motivasyonlarken, onur ve düzen gibi kavramlar çok daha önemsiz motivasyon kaynakları. Meselenin sosyal yaşama dahil olma kısmını transmedya ögeleriyle belirli ölçüde açıkladık. Ya romantizm izleyiciler için ne ifade ediyor?

    Aşkın metalaşması ya da ticarileşmesi, randevulaşma uygulamalarından Sevgililer Günü reklamlarına kadar pek çok alanda tartışılan bir konu. Bu konunun akademide önde gelen araştırmacılarından biri olan Eva Illouz, aşk analizini belirli bir zaman ve mekâna yerleştirerek, kitle kültürünün eski romantik ideallerinin yerini Amerikan rüyasının unsurlarını (kendine güven ve refah) fanteziyle birleştiren “görsel bir ütopyaya” bıraktığını öne sürüyor. “Herkes için aşk” fikrini “herkes için tüketim” fikriyle harmanlayan bu ütopya, Amerikan kültüründe yerleşik olan değer anlayışıyla örtüşüyor.[ii] Bunların sonucunda fazlasıyla kişisel ve özel bir konu olan aşk metalaştırılıyor.

    Bu tanımı Kısmetse Olur: Aşkın Gücü programına uyarlarsak, hem programda yaşanan duyguların ve ilişkilerin ne kadarının gerçek olduğuna dair sorularla hem de yalnızca ekran önünde paylaşılan bilgiler ışığında varılan çeşitli sonuçlarla bu özel alan herkesin fikir beyan ettiği bir ticari unsura dönüşüyor. Kendine bir partner bulabilenler programda kalıyor, aşklarının inandırıcılığı oranında oy alıyor ve popüler oluyorlar. Hatta konsept gereği programın kazananları da birbirleriyle evlenmeyi kabul eden çiftler oluyor. Zira toplumsal normlar çerçevesinde bir aşkın varabileceği son nokta elbette nikah masası.

    Fakat aşkın metalaşması sadece reality şovlarda karşılaştığımız bir durum değil. Kişisel ilişkilerimizde de benzer bir durum söz konusu. Bu yüzden programda bir yarışmacının diğerine sarf ettiği “Sen aşkına sponsor mu arıyorsun?” sözleri bağlamın dışında da önemli. Kapitalizmin kendini gerçekleştirebilmesinin en kritik gerekliliklerinden biri de sınıf atlayabilme hayalini daima güncel tutmak. Bu noktada aşk metalaştıkça bu anlayışa daha da hizmet eder hâle geliyor.

    Kaba çerçevesiyle erkeklerin kadınlarda güzellik, kadınların ise erkeklerde güç ve para aradığını öne süren anlayış, sadece televizyonda değil kendi hayatlarımızda da standart anlamıyla bildiğimiz “büyülü aşk” anlayışını kökten değiştiriyor. Sanki bir alma-verme dengesiymiş gibi tanımlanan bu ilişkilenme formülü, hislerimizi körelten bir seviyeye varıyor. Birbirleriyle yalnızca iyi anlaştığı, çok eğlendiği ya da duygusal bir tamamlama bulduğu için beraber olan çiftlerin bir haber değeri kalmadı. Önemli olan Instagram’da paylaşılan pozlar, alınan hediyeler ya da beraber gidilen romantik tatiller. Yani aslında ekranın dışında da sevmekten gizli bir mahcubiyet duyduğumuz bu programlardan çok da farklı değiliz.

    Sona yaklaşırken başa dönelim. İktidarın evlilik programlarını “halktan gelen talep” doğrultusunda yasaklamasıyla benzer programların yine “halktan gelen talep” doğrultusunda tekrar yayınlanması arasında toplumsal bir ilişki, hatta ikiyüzlülük var. Feyza Akınerdem, “her şeyin çaresi olarak evliliğin gösterildiği” programların yasaklanmasına gerekçe olarak “aile değerlerine aykırı” denmesini bir tutarsızlık olarak tanımlıyor. Benzer şekilde, bu programlara dair dejenere bulunan neredeyse tüm unsurların toplumsal hayatımızda birebir varolmaya devam etmesi de bu tutarsızlığın bir parçası. Dolayısıyla yasaklamak yetmiyor. Toplumsal hayatta bir karşılığı olduğu sürece bu programlar şekil değiştirerek ya da kendilerine yepyeni platformlar bularak hayatımızda yer edinmenin bir yolunu bulacaklar.


    [i] Steven Reiss ve James Wiltz. “Why People Watch Reality TV”, Media Psychology, 2004.
    [ii] Illouz, Eva. Consuming the Romantic Utopia Love and the Cultural Contradictions of Capitalism. Berkeley: University of California Press, 1997.

    Kısmetse Olur Manşet reality şov
    Share. Facebook Twitter Telegram WhatsApp Email
    Previous ArticleDünyanın en zengin yüzde 1’inin serveti, geri kalan yüzde 99’un iki katı
    Next Article Erdoğan’dan seçim tarihi açıklaması:14 Mayıs 2023’te yapılacak

    İlgili Yazılar

    İsveç NATO üyelik sürecini geçici olarak durdurdu

    Dünya 28 Ocak 2023

    Birdal: Emek ve Özgürlük İttifakı aydınlık bir gelecek için fırsattır

    Politika 28 Ocak 2023

    Almanya: Ukrayna’yı destekliyoruz ama savaşın tarafı değiliz

    Dünya 28 Ocak 2023
    Destek Ol
    Yazılar

    Ağ toplumu ve siyasal faaliyet III

    Mahir Sayın

    Ağ toplumu ve siyasal faaliyet II

    Mahir Sayın

    Ağ toplumu ve siyasal faaliyet I

    Mahir Sayın

    Kapitalizmin kendi için savaşı: Ukrayna-Rusya savaşı!

    Hasan Kılıç

    Seçim döneminde internet sansürlerinden nasıl korunacağız?

    Onur Zeybek

    Yeniden kuruluş ve sosyalist hareket

    Kadir Akın
    Tarihten

    Gazeteci Abdi İpekçi’nin katledilişinin 43. yılı

    Gazeteci, yazar Abdi İpekçi 1 Şubat 1979 yılında eli kanlı tetikçiler tarafından evinin yakınlarında aracında kurşunlanarak öldürüldü. Abdi İpekçi’nin katledilişinin…

    Seçtiklerimiz

    İttifakı ‘ortak duyu’yla kuşatmak

    Ertuğrul Kürkçü

    Siyasi kadın mahpus olmak

    Siyasi Haber

    Pervin Buldan: 6’lı Masa adayını çeksin, bizim adayımıza oy versin

    Siyasi Haber

    Mülteci meselesi ve ‘Kürt sorunu’

    Ertuğrul Kürkçü

    Aşkına sponsor aramak: Kısmetse Olur

    Ece Balekoğlu

    Hapishane günlüklerini bitirmeden…

    Şebnem Korur Fincancı

    Güncel Kalın

    Son felişmelerden haberdar olmak için E-Bültenimize üye olun

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook Twitter YouTube
    Emek

    İşçiler dört bir yanda eylemde

    28 Ocak 2023

    Sinema televizyon emekçileri: Yüzde 35’le gittik ama bir sonuç çıkmadı

    27 Ocak 2023

    İşçiler, patron ve sendika arasında yapılan ek zamma karşı tepkili

    27 Ocak 2023
    Kadın

    EŞİK: Anayasa oylamasına katılmayın!

    25 Ocak 2023

    ‘Feminist Biyografi Atölyesi’ başladı

    23 Ocak 2023

    Mersin Kadın Platformu: Anayasa değişikliği teklifine hayır!

    23 Ocak 2023
    © 2023 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Siyasi Haber / Künye
    • İletişim
    • Gizlilik Politikamız

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.