Siyasi HaberSiyasi Haber

    Güncel Kalın

    Türkiye ve dünyada neler olup bitiyor ilk siz bilgi sahibi olun

    Göz attınız mı?

    Yine yeniden İrlanda

    18 Ocak 2022

    Almanya seçimlerinin sonucunu kararsız yüzde 50 belirleyecek

    24 Ağustos 2017

    Kör Mağara Balıkları

    19 Nisan 2021

    Sınırdan sınıra Kobane’ye bin selam – Mehmet Çelik

    15 Eylül 2015
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Haberler
      • Gündem
        • Ekonomi
        • Politika
        • Ortadoğu
        • Spor
        • Sağlık
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Haklar ve Özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen Hakları
        • Çocuk Hakları
      • Bilim Teknoloji
      • Kültür Sanat
    • Yazılar

      Hollanda’da seçim ya da cehennemin kapıları

      27 Kasım 2023

      SOPHIA

      21 Kasım 2023

      Elveda Anayasa Mahkemesi

      13 Kasım 2023

      AYM-Yargıtay krizi: Aslında tartıştığımız gerçek gündem mi?

      13 Kasım 2023

      Coca Cola Cumhuriyeti Azerbaycan

      13 Kasım 2023
    • Yazarlar
    • Seçtiklerimiz
    • Söyleşiler
    • Dosyalar
    • Çeviriler
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Aşkına sponsor aramak: Kısmetse Olur

    Aşkına sponsor aramak: Kısmetse Olur

    ECE BALEKOĞLU’nun Vesaire’deki yazısı: "Gerçek insanların gerçek hayatlarını" anlatma iddiası taşıyan her reality şov gibi Kısmetse Olur da sıradanlık, sahicilik, röntgencilik gibi eksenler üzerinden konuşulmayı hak ediyor. Programı izlemenin gerekçeleri televizyondaki figürlerle konumunu eşitlemekten kavga-gürültü sahnelerini kaçırmama, dolayısıyla intikam hissini doyurma çabasına dek değişiyor, katılımcılar ise toplumsal ilişki normlarını yeniden üretmenin aracına dönüşüyor.
    Ece Balekoğlu- Ece Balekoğlu18 Ocak 20235 dk. okuma süresi
    Paylaş
    Facebook Twitter Telegram WhatsApp Email

    Mazi sayfasını kapatmayı bilemeyen bir toplumuz. 90’lar Türkçe pop dinlemeyi, eski siyasi liderlerin efendiliğini övmeyi, teknolojisiz günlerin samimiyetini özlemeyi bir türlü bırakamıyoruz. Hayatımız giderek kötüleştiğinden midir bilinmez, balık hafızamıza rağmen her sene bir önceki seneyi daha yakıcı bir hasretle anıyoruz. Hâl böyleyken memleketin gençleri dahi “Ah, nerede o eski günler!” diye hüzünlenmiş olmalı ki, yakın tarihimizin en çok konuşulan reality şovlarından Kısmetse Olur’un dönüş duyurusu bile sosyal medyayı sallamaya yetti. Sahi, bu türden programlar kaç zamandır neredeydi?

    2017’de iktidarın KHK dalgası gündüz kuşağını da vurdu, RTÜK her hafta rekor cezalar verdiği evlilik programlarına yasak getirdi. RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, katıldığı bir programda bu yasaklamanın “halktan gelen talep doğrultusunda” yapıldığını söyledi. Böylesine ciddi bir düzenlemenin doğrudan halkın tepkisiyle açıklanmasındaki tuhaflık bir yana, ilk kez 2015’te yayınlanan Kısmetse Olur’un sonuna “Aşkın Gücü” eklenerek neredeyse altı yılın ardından yeniden çekilmesini sağlayan motivasyonun da benzer şekilde “halktan gelen talep” olması düşünmeye değerdi.

    Z kuşağının vazgeçilmezi olan TikTok’un popüler gündemleriyle hemhal olanların katılacağı üzere, Kısmetse Olur’un 2015’te yayınlanan ilk sezonuna dair tartışmalar, toplu izleme deneyimleri, fan sayfaları ve dönemin yarışmacılarına gösterilen ilgi 2022’de de fazlasıyla günceldi. Hatta yeni Kısmetse Olur’un ilk yarışmacılarından biri bir TikTok fenomeni oldu. Yani yasal gerekçelerle YouTube üzerinden yayınlanan yeni versiyon neredeyse TikTok kullanıcıları tarafından ısmarlanmıştı. Peki, programın tamamı kurmaca bile olsa, böylesine bir ilgi ve talebin kaynağı neydi?

    İnsanların reality şov izleme motivasyonları üzerine yapılan 2004 tarihli bir psikoloji araştırmasına göre[i], motiflerden en göze çarpanı “statü” odaklı olmak. Bu motifin arkasında da izleyicinin bu programlarda (dizilerin aksine) kendi toplumsal konumlarına yakın kişileri görmelerinin ilişki kurma olasılıklarını artırması yatıyor. Kısmetse Olur: Aşkın Gücü örneğinde transmedya kullanımının da bu motife hizmet ettiğini söylemek mümkün. Yarışmacılara ücretsiz bir şekilde olumlu ya da olumsuz oy verebilmeyi sağlayan mobil uygulama ve yarışmacıların hemen hepsinin programın bir uzantısı olarak TikTok platformunda canlı yayınlar açmaları, izleyiciyi aynı zamanda katılımcı gibi hissettiren, televizyon ile gerçek hayat arasındaki statü farkını nötrleyen önemli örnekler olabilir.

    Bir diğer ayırt edici motivasyon da intikam duygusuna yüklenen anlam. Reality şov izleyen ve bu programlardan keyif alan kişiler, bu programları izlemeyen kişilere kıyasla intikam hissine daha yüksek bir değer atfediyor. Bu bağlamda programdaki kavga ve gerginlik sahnelerinin gördüğü ilgi takdire şayan. Programın YouTube kanalında yayınlanan kısa kesitlerde de ağlama, kavga, ayrılık temalı başlıkları olanların eğlenceli ve komik anlara nazaran çok daha fazla görüntüleme aldığı açık.

    Bunların dışında gözlemlenen bazı motiflerse sosyal temas, onur, düzen ve romantizm güdülerini kapsıyor. Araştırma, birden fazla reality şov izleyen kişilerin hiç izlemeyenlere nazaran farklı motivasyonlara ağırlık verdiğini öne sürüyor. Sosyal yaşama dahil olma ve romantizm bu insanlarda diğerlerine kıyasla daha öncelikli motivasyonlarken, onur ve düzen gibi kavramlar çok daha önemsiz motivasyon kaynakları. Meselenin sosyal yaşama dahil olma kısmını transmedya ögeleriyle belirli ölçüde açıkladık. Ya romantizm izleyiciler için ne ifade ediyor?

    Aşkın metalaşması ya da ticarileşmesi, randevulaşma uygulamalarından Sevgililer Günü reklamlarına kadar pek çok alanda tartışılan bir konu. Bu konunun akademide önde gelen araştırmacılarından biri olan Eva Illouz, aşk analizini belirli bir zaman ve mekâna yerleştirerek, kitle kültürünün eski romantik ideallerinin yerini Amerikan rüyasının unsurlarını (kendine güven ve refah) fanteziyle birleştiren “görsel bir ütopyaya” bıraktığını öne sürüyor. “Herkes için aşk” fikrini “herkes için tüketim” fikriyle harmanlayan bu ütopya, Amerikan kültüründe yerleşik olan değer anlayışıyla örtüşüyor.[ii] Bunların sonucunda fazlasıyla kişisel ve özel bir konu olan aşk metalaştırılıyor.

    Bu tanımı Kısmetse Olur: Aşkın Gücü programına uyarlarsak, hem programda yaşanan duyguların ve ilişkilerin ne kadarının gerçek olduğuna dair sorularla hem de yalnızca ekran önünde paylaşılan bilgiler ışığında varılan çeşitli sonuçlarla bu özel alan herkesin fikir beyan ettiği bir ticari unsura dönüşüyor. Kendine bir partner bulabilenler programda kalıyor, aşklarının inandırıcılığı oranında oy alıyor ve popüler oluyorlar. Hatta konsept gereği programın kazananları da birbirleriyle evlenmeyi kabul eden çiftler oluyor. Zira toplumsal normlar çerçevesinde bir aşkın varabileceği son nokta elbette nikah masası.

    Fakat aşkın metalaşması sadece reality şovlarda karşılaştığımız bir durum değil. Kişisel ilişkilerimizde de benzer bir durum söz konusu. Bu yüzden programda bir yarışmacının diğerine sarf ettiği “Sen aşkına sponsor mu arıyorsun?” sözleri bağlamın dışında da önemli. Kapitalizmin kendini gerçekleştirebilmesinin en kritik gerekliliklerinden biri de sınıf atlayabilme hayalini daima güncel tutmak. Bu noktada aşk metalaştıkça bu anlayışa daha da hizmet eder hâle geliyor.

    Kaba çerçevesiyle erkeklerin kadınlarda güzellik, kadınların ise erkeklerde güç ve para aradığını öne süren anlayış, sadece televizyonda değil kendi hayatlarımızda da standart anlamıyla bildiğimiz “büyülü aşk” anlayışını kökten değiştiriyor. Sanki bir alma-verme dengesiymiş gibi tanımlanan bu ilişkilenme formülü, hislerimizi körelten bir seviyeye varıyor. Birbirleriyle yalnızca iyi anlaştığı, çok eğlendiği ya da duygusal bir tamamlama bulduğu için beraber olan çiftlerin bir haber değeri kalmadı. Önemli olan Instagram’da paylaşılan pozlar, alınan hediyeler ya da beraber gidilen romantik tatiller. Yani aslında ekranın dışında da sevmekten gizli bir mahcubiyet duyduğumuz bu programlardan çok da farklı değiliz.

    Sona yaklaşırken başa dönelim. İktidarın evlilik programlarını “halktan gelen talep” doğrultusunda yasaklamasıyla benzer programların yine “halktan gelen talep” doğrultusunda tekrar yayınlanması arasında toplumsal bir ilişki, hatta ikiyüzlülük var. Feyza Akınerdem, “her şeyin çaresi olarak evliliğin gösterildiği” programların yasaklanmasına gerekçe olarak “aile değerlerine aykırı” denmesini bir tutarsızlık olarak tanımlıyor. Benzer şekilde, bu programlara dair dejenere bulunan neredeyse tüm unsurların toplumsal hayatımızda birebir varolmaya devam etmesi de bu tutarsızlığın bir parçası. Dolayısıyla yasaklamak yetmiyor. Toplumsal hayatta bir karşılığı olduğu sürece bu programlar şekil değiştirerek ya da kendilerine yepyeni platformlar bularak hayatımızda yer edinmenin bir yolunu bulacaklar.


    [i] Steven Reiss ve James Wiltz. “Why People Watch Reality TV”, Media Psychology, 2004.
    [ii] Illouz, Eva. Consuming the Romantic Utopia Love and the Cultural Contradictions of Capitalism. Berkeley: University of California Press, 1997.

    Kısmetse Olur reality şov
    Paylaş. Facebook Twitter Telegram WhatsApp Email
    Önceki YazıDünyanın en zengin yüzde 1’inin serveti, geri kalan yüzde 99’un iki katı
    Sonraki Yazı Erdoğan’dan seçim tarihi açıklaması:14 Mayıs 2023’te yapılacak

    İlgili Yazılar

    Kısmetse Olur’da viral olan soru: ‘AK Partili misin?’

    Güncel 8 Kasım 2023
    Destek Ol
    Yazılar

    Hollanda’da seçim ya da cehennemin kapıları

    - Mehmet Fırat Özgür

    SOPHIA

    - Sibel Şahin

    Elveda Anayasa Mahkemesi

    - Hasan Kul

    AYM-Yargıtay krizi: Aslında tartıştığımız gerçek gündem mi?

    - Hasan Kul

    Coca Cola Cumhuriyeti Azerbaycan

    - Toros Korkmaz

    Cumhuriyetin Öteki Yüzü: Türkiye Türklerindir!

    - Toros Korkmaz
    Tarihten

    Kristal Gece: Almanya tarihinde kara bir leke

    84 yıl önce bugün, 9-10 Kasım 1938’de Nazi liderleri, Almanya’daki ve yakın zamanda dahil olan topraklardaki Yahudi nüfusa karşı bir…

    Seçtiklerimiz

    Seçil Erzan nasıl dolandırıcı oldu?

    - Siyasi Haber

    İslamcıların vicdanı yine Filistin’le imana gelirken

    - Fehim Taştekin

    Ogün Samast Görüntüsünün Hatırlattıkları

    - Siyasi Haber

    Yargıtay hukuk tehlikesini savuşturdu, şükür!

    - Ali Duran Topuz

    Gazze’ye kara harekatı ve bumerang etkisi

    - Yusuf Karadaş

    Gazze aynasında Erdoğan Ankarası

    - Ertuğrul Kürkçü

    Güncel Kalın

    Son felişmelerden haberdar olmak için E-Bültenimize üye olun

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    Emek

    Fransa’da çiftçiler isyanda: Devlet binasına gübre püskürttüler

    8 Aralık 2023

    Cesedi yakılmıştı: Maden işçisi böbrekleri için mi öldürüldü?

    8 Aralık 2023

    Hakkı Özdal: Özak Tekstil’de jandarma, müftü ve patronun resmi geçidi

    8 Aralık 2023
    Kadın

    Kadınlar İstanbul Sözleşmesi’ni savunmak için Danıştay’da

    28 Kasım 2023

    Kadın Cinayeti: Ankara’da bir kadın evli olduğu erkek tarafından öldürüldü

    27 Kasım 2023

    Fotoğraflarla İstanbul’da 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü

    25 Kasım 2023
    © 2023 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Siyasi Haber / Künye
    • İletişim
    • Gizlilik Politikamız

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.