Ankara JİTEM Davası olarak adlandırılan, 19 kişinin 1990’lı yıllarda zorla kaybedilmesi veya keyfi infaz edilmesine ilişkin davanın yedinci duruşması Ankara 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Duruşmaya Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Ankara Şubesi’nden avukatlar ve Türkiye Barolar Birliği (TBB) temsilcisi avukatlar ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi yöneticileri katıldı.
Avukatların ek süre talebi reddedildi
Duruşma savcının bir önceki verdiği mütalaayı tekrar etmesiyle başladı.
MA’nın haberine göre; duruşmada ilk sözü alan avukat Sertaç Ekinci, geçen duruşma okunan mütalaa ile duruşma zaptına işlenen metnin farklı olduğunu belirtti ve değişen mütalaaya karşı ek süre talep etti.
Bunun üzerine Savcı, “mütalaada bir noktalama işaretinin dahi değişmediğini” söyledi ve mütalaayı tekrar okudu.
Savcı, “sanıklar hakkında verilen beyanların çelişkili olduğuna ve yeni bir delil elde edemeyecek kadar süre geçmesinden dolayı sanıklar hakkında beraat” talep etti.
Dava avukatları ise; mütalaaya karşı süre ek talep etti. Mahkeme heyeti avukatların süre talebini “mahkemeyi uzatmaya yönelik” olduğunu belirterek reddetti.
Avukatlar “ek süre talebinin” reddedilmesi üzerine mütalaaya karşı söz aldı.
Mahkemenin 10 yıldır karar vermesi için uğraştıklarını belirten avukat Eren Baskın, şöyle konuştu: “Hepimizin tek amacı 19 kişinin akıbetini sormak. Gerçeği, adaleti sokaklarda arayacağız bundan sonra. Arjantin Kolombiya gibi ülkelerde faili meçhul cinayetlerle bağlantılı kişileri yargıladı ve cezalandırdı. Burada da yine beraat kararı verilecek. Savcının mütalaasını kabul etmiyorum. 30 yıldır babam eve gelmiyor. 30 yıldır katilini yakalayamadık. Bizim mücadelemiz burada bitmeyecek. Her Cumartesi günü Tansu Çiller’in ‘Oturur oturur giderler’ dediği Cumartesi Anneleri ile beraber mücadele edeceğim. Burada vazgeçmiyoruz, bundan sonrada elimizden gelen her şeyi yapacağız.”
Mahkemenin altından kalkamayacağı düzeyde dosya olduğuna dikkat çeken avukat Ekinci ise; “Size verilen yetkiler burada faili meçhul cinayetleri aydınlatabilecek düzeyde değil. Savcı çelişkiler olduğunu ifade ediyor ama ben bir çelişki göremiyorum. Mütalada uzi marka silahlardan hiç bahsedilmiyor. Kutlu Adalı cinayeti de bu uzi markalı silahlarla işlendi Sedat Peker açıkladı bunu. Beraat talebi genel hukuk kurallarına aykırıdır, mahkemeden beraat talebinin reddedilmesi gerekmektedir” dedi.
Tüm sanıklar beraat etti
İddia makamının mütalaasının sanıkların savunması gibi göründüğünü vurgulayan avukat Nuray Özdoğan. “Mütalaanın içeriği açısından tüm delillerin tartışılmadığı ortada. İddia makamının takdirine karışamayız fakat delilleri tartışması gerekir. Soruşturma kovuşturma aşamasından beri eksiklikler ve yanlışlıklar var. Bizim ağır insan hakları ihlali olduğuna dair iddiamıza yanıt vermenizi istiyoruz kararda. Deliller sanıklarla yüz yüze tartışılmadı. Sanıkların pozisyonları kim oldukları göz ardı edilmeden yargılama yapılamaz. Mağdurun hakkı yokmuş gibi yargılama yapılmasına itirazımızı yapacağız. Mütalaa karara varmaya uygun bir mütalaa değil. Madem çelişki var sanıkları ve tanıkları getirir yüzleştirirsin. Sanıkların cezalandırılmasını talep ediyoruz” dedi.
Daha sonra söz alan sanık avukatları ise; savcının mütalaasına katıldıklarını dile getirerek, sanıklarını beraatini talep ettiklerini belirttiler.
Kararını açıklayan mahkeme tüm sanıkların beraatine karar verdi.