“Cumhuriyetin İkinci Yüzyılı İçin Aleviler Bugünü ve Geleceği Tartışıyor” başlığı ile yurt içindeki ve yurt dışındaki Alevi kurumları 17-18 Eylül 2022 tarihinde Hacıbektaş İlçesinde buluşuyor.
Buluşmada yıllardır sıralanan taleplerin yanı sıra Alevi topluma dair sorunlar da konuşulacaktır.
Genel sorunları ve talepleri konuşmak elbette önemli ancak ben acil, güncel ihtiyaçlara ilişkin iki somut öneride bulunmak istiyorum Alevi kurumlarına.
Üniversitelilere yurt
Türkiye’de üniversiteli öğrencilerin yurt sorunları AKP döneminde coştuysa da öncesinde de vardı. Cumhuriyetin yurtlarında öğrenciler siyasi fikirleri, etnisiteleri, inançları üzerinden fişleniyor, yurtlarda, okullarda ona göre muamelelere maruz kalıyorlardı.
Kadın öğrencilerin üzerinde cinsiyetleri nedeniyle ayrıca baskı kuruluyor, yurt giriş çıkış saatlerinden, kıyafetlerine, ziyaretçilerine dek baskılanıyorlardı. AKP’nin iktidara gelmesi ile “modern cumhuriyetin” baskılarının üzerine bir de siyasal İslam’ın baskıları bindirildi.
Cumhuriyet tarihi boyunca Kemalistlerden siyasal İslamcılara dek bütün iktidarların Alevi gençlere yönelik asimile politikalarının önemli bir aracı da yurtlar oldu.
Bugün ülkede üniversite okuyan gençlerin barınma sorunu olduğunu herkes biliyor, çünkü gençler bu konuda isyanda.
Barınma sorunu üniversite kazanmış Alevi gençler (ve elbette yurtlarda kalan çocuklar) için sadece barınma sorunu değil, kimliği açısından da sorun yaşadığı yerler.
Alevi kurumları bu sorunu acilen gündemlerine almak, hızla çözüm yaratmak zorundalar. Esas olarak yapısal ve aktüel ayrımcı uygulamaları sonlandırmak için mücadele etmek gerekmekle beraber acil ve öncelikli olarak hâlihazırda yaşanan Alevi gençlerin bu sorununu çözmek için yurtlar açılabilir. Yani Alevi kurumları kadın-erkek üniversiteli gençler için yurtlar açmayı önüne hedef koyabilir.
Elbette bu yurtlar Alevi gençlere öncelik tanıyacak olsa da Alevi gençlerin gettoları olmamalı. Aksine, insanlık onuruna uygun, ayrımcı ve cinsiyetçi olmayan yönetmelik ve yönetim tarzı ile gençlerin kendilerini var etmesine katkı sunmayı amaçlamalı.
Bilimsel eğitime dayalı, dincilikten, hurafelerden uzak, özgürlükçü laikliği benimseyen, eşitliği içselleştirmiş, kendisi olarak var olabilen genç nesillerin oluşması için Alevi kurumların üzerlerine düşenlere sahip çıkması önemli. Yurt içinde ve dışında 20 Milyon Alevinin böylesine bir hedefi hayata geçirmesi hiç de zor olmayacaktır.
Erkek şiddete uğrayan kadınlara sığınak
Alevi erkekler her ne kadar inatla “Alevi erkekler kadın dövmez” demeye devam ettilerse de Alevi kadınların mücadelesi bu inkârı tuzla buz etti. Şimdi Alevi kadınların gündemlerinden biri erkek şiddeti. Elbette daha güçlenerek sürecek bu mücadele. Ancak ne yazık Alevi kurumlarının ve Alevi erkeklerinin bu konuda ayak direttikleri gözlerden kaçmıyor.
Erkek şiddeti kadınların başat belası. Bu sorunun boyutlarını anlamak için kısaca şöyle özetlemiş olayım: Erkek şiddetine uğramamış tek bir kadın, kadınlara şiddet uygulamamış tek bir erkek yok. Devletlerin, erkek iktidarların erkekleri kollaması nedeni ile artık kadınların yaşamları tehlike altında. Alevi kadınlar da bundan bağımsız değil. Tıpkı Alevilerin yaşadığı ülkelerdeki kadınlar gibi, yani dünyada yaşayan tüm kadınlar gibi.
Alevi kurumları ülkenin ve dünyanın temel sorunları arasında yer alan erkek şiddetine karşı suskun ve pasif kalmamalı. Alevilerin evlerinde de her gün yaşanan bu sorun yokmuş gibi yapmak, Alevi kurumlarında yaşanan bu soruna arka dönmek ne Aleviliği ne de kadınları güçlendirmez.
Rıza şehrinin, Kırklar Meclisi’nin üyesi canların bu soruna karşı tavır alması, adımlar atması kadınlara ve Aleviliğe karşı boyunlarının borcu.
Bu nedenle Alevi kurumlarının acil bir hedefi de kadın sığınağı/sığınakları açmak olmalı. Dünyadaki örnekleri açısından saygın bir yeri olan Mor Çatı Kadın Sığınağı gibi bağımsız ve dünya kadınlarının deneyimleri perspektifi ile idare edilecek bu sığınak/sığınaklar erkek şiddetinden kurtulmak isteyen kadınlara hizmet edecektir.
Kimi canlar daha acil sorunlarımız var, bunlar Alevi kurumlarının kapsam alanına girmez diye itiraz edebilir. Ama itiraz hakkaniyetli ve vicdani olmayacağı gibi doğru da olmayacaktır.
Bir kadın, erkek şiddeti nedeniyle yaşam tehlikesi altındayken Alevilik “bu öncelikli sorunumuz değil” diyerek öteleyemez. Kadınların öncelikle hayatta kalması gerekir. Bunu anlayabiliyor musunuz?
Alevi kurumları elbette Alevilerin inançları için Alevi toplumuna hizmet eder ama Alevi toplumunun sorunları çok ve kapsamlı. Ve Alevi kurumları Alevi toplumunun sözcüleri olmak, Alevilik inancının asimilasyonunu engellemek için mevcut ezberin dışına çıkmak zorundalar.
Alevilikte eşitlik var diyorsak o zaman bu amaçlara göre daha genişlemek, değişmek ve elbette kendimizi de kapsayacak şekilde dönüşmek zorundayız.
Yaşadığımız evleri, mücadele ettiğimiz Alevi kurumlarını Rıza şehrine dönüştürmezsek nereye kuracağız Rıza şehrini?
Ayrıca bugüne dek Alevi kurumları ağırlıklı olarak Alevi erkeklere yatırım yaptı; şimdi Alevi kadınları ve gençleri güçlendirecek politikalar geliştirme zamanı!
Alevi kurumları açısından önemli olan bu sorunları sahiplenmek ve ilk adımı atmak. Gerisi çorap söküğü gibi gelecektir…
Kadıncıl aşk ile