Turkey Tribunal ile Brüksel merkezli hukuk firması Van Steenbrugge Advocaten’in Türkiye’de insanlığa karşı işlenen suçlarla ilgili elde ettiği belgeler ve tanık ifadeleri Lahey Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) teslim edildi.
Belçika’nın resmi haber ajansı Belga, De Morgen gazetesi ve birçok haber sitesi gelişmeyi “Türk rejimi insanlığa karşı suç işlemekten Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne taşınıyor”, “İnsan kaçırma, işkence ve keyfi tutuklamalar: Erdoğan rejimi Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne taşınıyor” gibi başlıklarla duyurdu.
Haberlerde AKP hükümeti hakkında soruşturma açılıp açılmayacağına mahkemenin savcısı Karim Khan’ın, 4 bin sayfalık belgeleri değerlendirdikten sonra karar vereceği belirtildi.
İngiliz The Guardian gazetesi ise Avrupalı hukuk uzmanlarından oluşan bir heyetin, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne başvurarak, AKP hükümetinin muhaliflere karşı dünya çapında yürüttüğü hukuksuzlukların takip edilmesini ve insanlığa karşı suçları araştırmasını istediğini yazdı.
Tanık ifadelerinden oluşturulan dosyanın bugün UCM savcısı Karim Khan’a teslim edileceğini belirten Guardian, UCM’ye verilen dosyada Kenya, Kamboçya, Gabon, Arnavutluk, Bulgaristan, Moldova, Moğolistan ve İsviçre’den kaçırılıp Türkiye’ye götürülen zorla kaybetme vakaları olduğunu vurguladı.
Başvuru ile birlikte UCM Savcılık Ofisi’ne (OTP) gönderilen mektubun Türkçe tercümesi:

Türkiye, diğer ülkeler ve taraf devletlerdeki duruma ilişkin olarak Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcılığı’na sunulan başvuru: Özet ve Sonuç







Başvuruda Avrupa Yargıçlar Birliği’nin de imzası var
Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne yapılan başvuruda, Turkey Tribunal’ın organizatörlerinden, Belçika Anayasa Mahkemesi eski başkanı ve BM İnsan Hakları Komisyonu eski başkanı Prof. Dr. Marc Baron Bossuyt’ın ve 16 Avrupa ülkesinden 23 ulusal örgütten oluşan ve 18 bin hakim ve savcıyı temsil eden Avrupalı Yargıçlar Birliği’nin (MEDEL) Başkanı hakim Mariarosaria Guglielmi’nin de imzası bulunuyor.
Başvuruyu hazırlayan Turkey Tribunal, MEDEL ve VS Advocaten tarafından yapılan ortak açıklamada, “Türkiye UCM’yi kuran Roma Statüsü’nü imzalamamıştır ancak iddia edilen suçların bir kısmının UCM üyesi 45 ülkenin topraklarında işlendi ve Türkiye’nin düşman olarak algıladığı kişileri sınırlarının çok ötesinde takip ettiği için UCM yargı yetkisine sahiptir. UCM’ye taraf olmayan bir devletin işlediği suçların soruşturulmasına Myanmar örneği verilebilir. UCM 2019 yılında, Myanmar’ın Rohingya Müslümanlarına yönelik etnik temizliğini Myanmar mahkemenin yetkisini tanımamasına rağmen soruşturabileceğine karar vermişti. Mağdurların çoğunun UCM imzacısı olan Bangladeş’e sınır dışı edilmesi etkili olmuştu. Bu nedenle de mahkeme, ‘suçun unsurlarının bir üye devlette işlendiğini’ savunarak yetkili olduğuna karar verdi. Yapılan bu başvuruda da ‘işlenen suçlar, UCM’nin bölgesel yargı yetkisine sahip olduğu 45 taraf devletin topraklarında işlenmiştir. Bu spesifik suçlar yaklaşık 1300 mağdurla ilgilidir.” denildi.
*Uluslararası Ceza Mahkemesi, savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçları yargılamak üzere 20 yıl önce Hollanda’nın Lahey şehrinde kuruldu.
(Siyasi Haber)