Şırnak’ın Cizre İlçesi’nde 14 Şubat’ta gözaltına alınan gazeteci Zeynep Durgut’un emniyet ifadesi alındı. İfade işlemlerinde “gizli” tanık beyanlarıyla gazetecilik faaliyetleri sorgulandığı bildirildi. Gözaltıya tepki gösteren basın meslek örgütleri temsilcileri, baskılara karşı dayanışmanın önemine dikkat çekti.
Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturma kapsamında 14 Şubat’ta Cizre’de sabah saatlerinde yapılan baskınıyla ters kelepçelenerek gözaltına alınan Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Zeynep Durgut’un emniyetteki ifade işlemleri tamamlandı.
Gözaltına alındıktan sonra Şırnak İl Emniyet Müdürlüğü’ne götürüleceği bilgisi verilen Durgut’un, Şırnak kent genelinde yapılan gözaltılar nedeniyle Cizre TEM Şube’de tutulduğu öğrenildi. Burada ifadesi alınan Durgut’a, bazı sanal medya hesaplarında yapılan haber paylaşımlarının sorulduğu öğrenildi. Yine Durgut’un dosyasındaki “gizlilik” kararı devam ederken, “gizli” tanık beyanları nedeniyle gözaltına alındığı belirtildi.
Yarın adliyeye çıkarılması bekleniyor
“Gizli” tanık beyanlarıyla Durgut’un gazetecilik faaliyetlerinin sorgulandığı öğrenildi. Emniyet ifadesi tamamlanan Durgut’un, Savcılık ifadesi için yarın Şırnak Adliyesi’ne çıkarılması bekleniyor.
‘Kürt gazetecilere yönelik yoğun bir baskı var’
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Basın Yayın Matbaa Çalışanları Sendikası (Basın İş) Genel Başkanı Faruk Eren, iktidarın özellikle Kürt gazetecilere yönelik yoğun bir baskı politikası sürdürdüğünün söyledi. Eren, MA’ya şu değerlendirmede bulundu:
“Tüm gazetecilere yönelik bir baskı var ama Kürt gazeteci arkadaşlara yönelik ayrıca bir baskı söz konusu. Kürt gazeteciler, iktidar tarafından gazeteci olarak sayılmıyor, yok sayılıyorlar ve çok sık gözaltına alınıp tutuklanıyorlar. Bu tür baskılara karşı sesimizi yükseltmeye çalışıyoruz ama sadece bu gazetecilerin sorunu değil, aynı zamanda bir demokrasi sorunudur. Bu anlamda bütün demokrasi güçlerinin birlikte mücadele etmesi gerekiyor. Halkın da haber alma hakkına sahip çıkması gerekiyor. Çünkü gazetecilere yönelik baskılarla birlikte toplum susturulmak isteniyor. Topluma gözdağı verilerek, biat ettirilmek isteniyor. Buna karşı gazeteci sadece haber yapabilir, bunun dışında yapacağı bir şey yok. Bu yüzden hep birlikte mücadele etmeliyiz.”
‘Dayanışmaya ihtiyaç var’
TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş de iktidarın gazetecilik faaliyetini suç, gazeteciliği de suçlu olarak göstermeye çalıştığını belirtti. Gazetecilere yönelik baskılara karşı durabilmek için gazetecilerin meslek örgütlerine, sendikalara üye olması gerektiğini aktaran Güneş, şunları belirtti:
“Gazetecilere yönelik hukuksuzlukların görünür kılınması için dayanışmaya ihtiyaç var. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olarak tüzüğümüze uygun olarak basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü konusundaki ihlalleri, gazetecilere yönelik haksız gözaltı ve tutuklamalarla ilgili olarak, açıklama yapıyor, toplantılar düzenliyoruz. İktidar ve muhalefete bu konuda raporlar gönderiyor, konuyu gündemde tutmaya devam ediyoruz. TGC üyelerimize hukuksal danışmanlık veriyoruz. Davaları izliyoruz. Gazeteciliğin suç olmadığını, haberin serbest dolaşımının sağlanması gerektiğini savunmaya devam edeceğiz.”
(GAZETE KARINCA)