Süreyya YILDIZ yazdı: “Her yıl olduğu gibi bu yılda 8 Mart’ta görünmeyen emeğimizi görünür kılmaya, ucuz, güvencesiz ve uzun çalışma saatlerine karşı sesimizi yükseltmeye, dünyanın yarısı biziz demeye feminist isyanımızla sokakları sarmalamaya gidiyoruz!”
20 yıllık AKP iktidarının getirdiği eşitsizlikler, hak gaspları ve gittikçe derinleşen artık görmezden gelinemeyen ekonomik kriz yine ilk kadınları hedef almaktadır. Covid-19 pandemisi ile beraber başlayan evde kal çağrıları kadınlar açısından en güvenli zannedilen alanlarda fiziksel-psikolojik baskı ve şiddete dönüşmüştür. Artan baskı ve şiddetin yanında kadınların ev içi emek yükü iki katına çıkmış, ücretli işte çalışma ile beraber, hasta, çocuk ve yaşlı bakımının da kadınların “doğal ve atanmış” görevleri kabul edilmesi hem fiziksel hem de psikolojik açıdan kadınları daha da zorlamaya başlamıştır. Pandemi sürecini yönetemeyen iktidar sermayenin elini kolaylaştıran Kod-29 ve küçülmeye gitme bahanelerini öne sürerek ilk kadın çalışanları işten çıkarmış ve kadınları sadece evlere değil, güvencesiz, ucuz ve esnek çalışma saatlerine mahkûm etmiştir. Kadınlar sadece ucuz ve güvencesiz işlerde değil ev içinde de artan bakım mesaisi ile bir kez daha karşı karşıya kalmışlardır. Artan bakım emeği ise tüm dünyada bir krize dönüşmüş ve kadınlar görünmeyen ev içi emeklerine sahip çıkmak için bulundukları her alanda seslerini yükseltmeye bir kez daha emekleri için mücadele vermeye başlamışlardır.
Krizin faturası en temel ihtiyaçlardan vazgeçmek…
Pandemi ile birlikte gittikçe derinleşen ekonomik kriz ise artık içinden çıkılamayan bir duruma dönüşmüş ve kadınların hayatlarını derinden etkilemeye başlamıştır. DİSK/Genel-İş’in Araştırma Dairesi Emar’ın (Emek Araştırma) Mart 2022 raporuna göre Türkiye’de kadın istihdam oranı %29 iken erkek istihdam oranı %65lerdedir. Bunun yanı sıra 2020 yılı geniş tanımlı kadın işsizlik oranı ise %36’nın üzerindedir.[1] Bu oranlar bile kadın istihdamının ne kadar azaldığını ve ekonomik krizinin bedelinin bir kez daha kadınlara ödetilmeye çalışıldığını göstermektedir.
Ekonomik krizin faturası sadece maddi yükü değil duygusal yükü de beraberinde getirmiştir. İşten çıkarılmalar, her gün fazlasıyla gelen zamlar ev içinde “tasarruf etmesi beklenen” kadınları günden güne zorlamakta, en temel ihtiyaçlarından bile vazgeçmelerine sebep olmaktadır. Uzun mesai saatlerinden, ev içi emeğin gittikçe arttığı bu dönemde dinlenmenin, sosyalleşmenin ve dayanışmanın biz kadınlar için ne kadar önemli olduğu bir kez daha gün yüzüne çıkmıştır.
Günden güne artan faturalar, market ve pazar fiyatları, ev içinde belli başlı giderlerden bile kısmamıza sebep olan ekonomik kriz, en temel ihtiyaçlarımıza bile ulaşmamıza engel olmaktadır. Lüks tüketim olarak görülen fakat en temel ihtiyacımız olan ve gün geçtikçe zamlanan pedlere erişim bile kadınlar açısından büyük problem olmaktadır.
Kriz dönemlerinde artan muhafazakâr politikalar ise kadınları bir kez daha ev içine, aileye hapsetmekte; emeğimiz, bedenimiz ve kimliğimiz üzerinde tahakküm kurmaktadır. Sosyal devlet anlayışının azalması, muhafazakâr politikaların artması ise erkek egemenliğini artırarak kadınlar üzerinde kurulmaya çalışılan tahakkümü ve kadınların kazanımlarının nasıl görmezden gelindiğini önümüze koymaktadır. Bugün bile iktidar kadınların boşanmasına engel olmaya çalışmakta ve kadınları aile içine hapsetmek için kadın kazanımlardan olan nafaka hakkımıza göz dikmektedir.
Tüm bunlar bir kez daha dayanışmanın, birbirimize olan ihtiyacın ve sesimizi beraber yükseltmenin önemini bir kez daha önümüze koymaktadır. Her yıl olduğu gibi bu yılda 8 Mart’ta emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz bizimdir diyerek mücadelemizi büyütmeye, sokaklardan, fabrikalardan, evlerimizden, iş yerlerimizden emeğimize sahip çıkmaya gidiyoruz. Görünmeyen emeğimizi görünür kılmaya, ucuz, güvencesiz ve uzun çalışma saatlerine karşı sesimizi yükseltmeye, dünyanın yarısı biziz demeye feminist isyanımızla sokakları sarmalamaya gidiyoruz!
Yararlanılan Kaynaklar
[1]Raporun tamamı için: https://www.genel-is.org.tr/emar-kadin-emegi-raporu,2,47156#.YiUVFOhBxPY
https://www.genel-is.org.tr/emar-kadin-emegi-raporu,2,47156#.YiUVwehBxPZ