İstanbul Tabip Odası, Çalışma Bakanlığı’nın işyerlerindeki tedbir kararlarıyla sorumluluğu işçilerin üzerine attığını belirterek, çözüm olarak aşılamanın yaygınlaştırılması gerektiğini belirtti
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın (ÇSGB) 2 Eylül 2021 günü 81 il Valiliğine gönderdiği “İş Yerlerinde COVID-19 Tedbirleri” yazısı sonrası işyerlerinde oluşan belirsizlik ve kaos ortamına karşı kamuoyunu bilgilendirmek, öneri ve talepleri dile getirmek üzere İstanbul Tabip Odası (İTO) olarak basın toplantısı yapıldı.
İstanbul Tabip Odası İşçi Sağlığı İşyeri Hekimliği Komisyonu Başkanı Nazmi Algan, bakanlığın kararının alanda karışıklığa yol açtığını belirterek, kararın çözümün olmadığını söyledi. Salgının kitlesel ölümlere yol açtığını belirten Algan, Sağlık Bakanlığı’nın salgın verilerinin doğruyu yansıtmadığını söyledi. Hastalananların ve ölenlerin büyük çoğunluğunun isçilerden oluştuğunu kaydeden Algan, “Eksik, yanlış, tutarsız uygulamaların, beceriksiz, başarısız salgın politikasının bedelini insanlarımız, en çok da işçi sınıfımız ödüyor. Öte yandan, Sağlık Bakanı’nın her akşam verdiği müjdenin, çizmeye çalıştığı ‘mavi’ tablonun aksine toplam nüfusun yarısı bile tam doz aşılanmış durumda değil” dedi.
Sorumluluk işçiye yükleniyor
Toplantının açılışında konuşan Dr. Osman Küçükosmanoğlu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca 2 Eylül 2021 tarihinde yayınlanan yazının bir karmaşaya yol açtığını, her işyerinin farklı uygulamalara gittiği, sorumluluğu işçilere yükleyen bir tutum geliştiğini dile getirdi. “İstanbul Tabip Odası olarak başından beri COVID-19’dan en fazla etkilenenlerin işçiler olduğunu, başka bir ifadeyle COVID-19’un işçi sınıfı hastalığı olduğunu ısrarla dile getiriyoruz. Gelinen noktada bir kez daha pandemi yönetimiyle ilgili eleştirilerimizi, işçilerin yaşadığı sorunları ve atılması gereken adımları hatırlatmaya ihtiyaç duyduk” dedi.
Ardından basın metnini Dr. Nazmi Algan okudu. Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
Çalışanların var olan sağlık durumlarının yaptıkları/yapacakları işe uygun olup olmadığına ve çalışma koşullarına karar vermek, var olan sağlık durumlarının yaptıkları işten dolayı bozulmaması için çalışmak ve işyerlerindeki sağlık ortamını geliştirmek işyeri hekimlerinin görev tanımları içindedir. Bu nedenle işyerlerinde aşılanmayan çalışanların gerek kendi sağlığı, gerekse işyerinde yaratabileceği sağlık sorunları ve bunun topluma yansıması hem bir işçi sağlığı hem de bir halk sağlığı sorunu olarak bizleri yakından ilgilendirmektedir.
Bütün işçileri kendilerinin, ailelerinin ve işçi arkadaşlarının sağlığını korumak sorumluluğuyla aşı olmaya çağıran Algan, çözüm önerilerini ise şöyle sıraladı:
- * COVID-19 salgın bir hastalıktır ve işyerlerinde çok ciddi bir işçi sağlığı ve iş güvenliği sorunudur.
- * COVID-19 işyerinde tehlike ve risk açısından 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasasının tanımlarına uymaktadır ve yasaya göre işverenler sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamı oluşturmakla, çalışanlar da alınan tedbirlere uymakla yükümlüdür.
- * COVID-19 salgınına karşı halen en önemli koruyucu tedbir yaygın aşılamadır. Aşı tercih değil, salgını kontrol altına almak, ölümleri engellemek için zorunluluktur.
(Sendika.Org)