ODTÜ’lü öğrenciler geçtiğimiz günlerde kampüs içindeki merdivenleri 4’üncü kez gökkuşağı renklerine boyadı. Merdivenlerin rektörlük tarafından bir kez daha griye boyanmaması için merdivenler önünde çadır kurup nöbet tutmaya başlayan öğrencilerin nöbeti bugün 5. gününde. ODTÜ’lü öğrenciler merdiven nöbeti ile neyi amaçladıklarını Siyasi Haber’e anlattı.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) öğrencileri, 22 Nisan tarihinde kampüs içindeki merdivenleri 4’üncü kez gökkuşağı renklerine boyadı. Öğrenciler merdivenlerin tekrar rektörlük tarafından griye boyanmaması için kampüs içindeki merdivenler önünde çadır kurarak nöbet tutmaya başladı. ODTÜ’lü öğrencilerin nöbeti bugün 5. gününde.
Merdivenlerin tekrar rektörlük tarafından griye boyanmaması için merdivenlerin önünde nöbet tutmaya başlayan ODTÜ’lü öğrenciler Siyasi Haber’e konuştu.
‘Aktif bir direnişe başladık’
ODTÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi öğrencisi Tunahan Gözlügöl, merdivenlerin ilk olarak nasıl boyandığını şu sözlerle anlatıyor: “Bizler ilk olarak bu merdivenleri Boğaziçi’nde LGBTİ bayraklarından dolayı gözaltına alınan arkadaşlarımız için boyamaya başladık. Onlarla dayanışmak ve Boğaziçi’ndeki direnişi ODTÜ’ye taşımak için başladık. Gökkuşağı renklerine düşman olan kayyum yönetimi merdivenleri defalarca griye boyadı. Onlar boyadıkça biz tekrar tekrar gökkuşağı renklerine boyadık. Şu anda artık bu işin ciddiye binmesinden dolayı aktif bir direnişe başladık. Bu direnişle birlikte çadırlarımızı kurduk ve nöbete başladık. Son aldığımız haberle birlikte merdivenleri boyandığımız için rektörlük bizlere soruşturma açacağını söyledi. Bundan dolayı bizlerde çadırlarımızı kurarak direnişe başladık. ”
‘Hem öğrenciyiz hem direnişçiyiz’
Gözlügöl taleplerini ise şöyle ifade ediyor: “Aslında bizlerin talepleri Boğaziçili öğrencilerin talepleriyle aynı. Bizler kayyum rektör istemiyoruz. Sadece kayyum rektör değil topyekün bütün kayyumlara karşıyız. Sadece ODTÜ özelinde Verşan Kök rektör olmasın değil; Boğaziçi’nde Melih Bulu, Ankara Üniversitesi’nde Necdet Uluvar ve diğer üniversitelerdeki bütün kayyumlara karşı bir direnişe başladık. Burada hem dersimizi çalışıyoruz hem tartışıyoruz hem de kayyumlara karşı sesimizi yükseltiyoruz. Hem öğrenciyiz hem de direnişçiyiz!”
‘Mücadelede inatçı ve ısrarcıyız’
ODTÜ Fizik Bölümü öğrencisi Yaprak Delfin Turgan merdiven direnişinin serüvenini şöyle anlatıyor: “Kampüsümüzde devrimden yurtlar bölgesine çıkan merdivenleri LGBTİ birey ve topluluklara yönelik yapılan şiddete ve baskılara karşı bir direnişin sembolü haline getirmiş bulunuyoruz. 28 Mart’ta merdivenleri ilk defa boyadık. Daha sonra rektörlük tarafından üzerinin griye boyanması gibi bir süreç izlendi. Tekrardan renklendirdik merdivenlerimizi. Peşi sıra merdivenlerin başında nöbet tutma kararı aldık. Bunun altında yatan sebep rektörlüğün inatla renlerimizi kapatmasına karşı bizlerin de mücadelede inatçı ve ısrarcı olmamız yatıyor. Fakat bunun basit bir merdivenleri renklendirme eylemi olmaktan çıkıp tabir-i caizse bir varoluş mücadelesine evrildiğini söylemek mümkün.”
‘Merdivenlerimizin başındayız, hiçbir yere gitmiyoruz’
LGBTİ+’ların yaşamın her alanında maruz kaldıkları baskıya ve şiddete dikkat çeken Turgan sözlerine şöyle devam ediyor: “LGBTİ bireylerinin günlük yaşamın her alanında karşı karşıya kaldıkları baskı ve şiddet ortamını her gün bizler ülkede deneyimliyoruz. Ve bununla mücadele etmeninde bir sembolü aslında gökkuşaklarımızla renklerimizle her yerde var olma çabamız. Merdivenlerinde bu noktada kampüsümüzde rengarenk bir şekilde var olması çok büyük önem taşıyor. Bizler boyadıktan sonra rektörlük inatla üstünü tekrar tekrar griye boyamakta. Bizlerde nöbet tutma kararı aldık. Şayet olası bir müdahale ile karşı karşıya kalırsak merdivenlerimizin başındayız, buradayız ve hiçbir yere gitmiyoruz.”
‘Merdivenleri boyamamızın sebebi politiktir’
Çadırlı nöbet eylemini başlatan aslında kayyumun kendisi diyen ODTÜ Tarih bölümü öğrencisi Tuğulka Köseoğlu ise merdiven nöbetini ve taleplerini şöyle anlatıyor: “Merdivenleri Boğaziçi direnişine yönelik saldırılarda kendisini iyiden iyiye aşikar eden iktidarın LGBTİ+ fobisi LGBTİ+ varoluşların düşmanlığına karşı boyamıştık. Kaç kişi boyamıştık başlangıçta hatırlamıyorum. 5 kişi 10 kişi. Ama onlar tekrar üstünü kapattığında her seferinde daha fazla insanla buraya geldik. Bu mücadele sonunda çadırlı nöbet eylemine dönüştü. Merdivenleri boyamamızın sebebinin politik bir sebep olduğunu belirtmek önemli. Gökkuşağı renklerini seçmemiz sırf fenomen olması, göze güzel görünmesiyle ilgili değil. LGBTİ+ bireylere yönelik yükselen bir düşmanlık var. Bu varoluşları baskılamak ve görünmez kılmak için çok yoğun bir çaba var. Bu çabaya karşı olarak gerçekleştirmiş eylem politik bir eylemdir. Eylemin bu kadar büyümesi ve ses çıkarması başta söylediğim gibi kayyumun inatlaşmasıyla gerçekleşti. Kampüsler kayyumun değil, kampüsler yönetimin, iktidarın değil bizim demek için bunu başlattık. LGBTİ+ varoluşlarını baskılayamazlar. Kimsenin nasıl var olmaları gerektiğini ya da nasıl var olmayacaklarını söyleyemezler. ”
Ne olmuştu?
ODTÜ yurt binalarının bulunduğu bölgedeki kampüs merdivenleri, ilk kez Gezi Parkı direnişi sırasında, 2013 yılında öğrenciler tarafından gökkuşağı renklerine boyandı. Merdivenler, 29 Mart’ta gri renkle kapatıldı. Öğrenciler, 1 gün sonra merdivenleri yeniden gökkuşağı renklerine boyadı. Bu kez 3 Nisan’da merdivenler, ODTÜ amblemindeki kırmızı ve beyaz renklerle kapatıldı. Öğrenciler ise 5 Nisan’da merdivenleri bir kez daha gökkuşağı renklerine boyadı. Merdivenler, bu defa 11 Nisan’da beyaz zemin üzerine kırmızı ‘ODTÜ’ yazısıyla kapatıldı. Öğrenciler de 14 Nisan’da ‘ODTÜ’ yazısının yanına ‘kayyumsuz’ yazısını ekledi. Merdivenler, 1 gün sonra ‘kayyumsuz’ yazısı silinerek, yeniden gri renge boyandı.
Öğrenciler, merdivenleri 4’üncü kez gökkuşağı renklerine boyayarak rektörlük tarafından tekrar griye boyanmaması için merdivenlerin önünde çadır kurarak nöbet tutmaya başladı.