Öğrenci ve gençlik örgütleri İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi önünde Beyazıt ve Halepçe katliamlarında yaşamını yitirenleri andı.
İstanbul Üniversitesi öğrencileri, Beyazıt katliamının 43, Halepçe katliamının ise 33’üncü yıldönümünde yaşamını yitirenleri Beyazıt Katliamı’nın yaşandığı Eczacılık Fakültesi önünde andı.
“16 Mart katliamını unutmadık unutmayacağız”, “16 Mart Beyazıt Halepçe unutturmayacağız affetmeyeceğiz” pankartlarının açıldığı açıklamada “16 Mart’ı affetmek yok” ve “Beyazıt faşizme mezar olacak” dövizleri taşındı.
İstanbul Üniversitesi Öğrenci Dayanışması’ndan Hivda Selen, katliamcı ve işkencecileri iyi tanıdıklarını söyleyerek, “Saddam yönetiminin Kürt halkına karşı kimyasal silahlarla gerçekleştirdiği Halepçe Katliamı bugün Kürtlere karşı işkence, idam, köylerin yıkılarak boşaltılması ve talan edilmesiyle hala devam etmekte. Dün Halepçe’de Kürtleri kimyasallarla katledenleri, bugün kayyumlar atayarak Kürt halkının iradesini teslim almak isteyenlerden tanıyoruz. Tüm bu yaşanan katliamların tam da karşısında olduğumuzu belirtiyoruz. Safımız, katliamlarla diz çöktüremedikleri 78 öğrenci hareketinin, Kürt halkının safıdır. Bizler bu katliamları unutmuyoruz, affetmiyoruz” dedi.
‘Sıra arkadaşlarımızın katledildiği yaştayız’
Beyazıt katliamı tanıklarından 78’liler Girişimi’nden Yunus Bircan da katliamı “kanlı operasyon” olarak tanımlayarak, saldırının üniversitelerin işgal edilmesine karşı yürütülen mücadeleyi sendelemek üzere bir saldırı olduğunu söyledi.
Öğrencilerin politik mücadelesinin engellenemeyeceğine vurgu yapan Bircan, şunları söyledi:
“Bunca baskıya ve zora rağmen öğrencilerin bir araya gelmesi iktidarlarını sarsıyor. Devrimci gençliğin bir araya gelmesi böylesi bir dönemde onur vericidir. Bizler de sonuna dek bu mücadelenin destekçisiyiz. Hepimiz aynı yaştayız, sıra arkadaşlarımızın katledildiği yaştayız. Adaletin ve gerçeğin peşinde olacağız.
1988’de Saddam yönetimi kadın, çocuk, genç, yaşlı demeden 5 bin Kürdü katletti. Buna rağmen Kürt halkının mücadelesi engellenemedi. Kendisi katliamcı olarak yok oldu. Ancak koca bir halk orada duruyor.”