Bilişim Emekçileri Dayanışma Ağı* yazdı: WhatsApp’ın yeni gizlilik sözleşmesi ile yükselen tartışmalar ve alternatif arayışları devam ediyor. İhtiyacımız olan “yerli, millî” demagojisinden öte uçtan uca şifrelemeyi destekleyen, özgür yazılım lisanslı, denetlenebilir uygulamalardır.
Dijital platformlarda tüm hareketlerimizin izlenerek toplanan verilerin metalaşmasının ve kapitalizmin kucağına bırakılarak reklam ve pazarlama gibi ticari faaliyetlerin yanı sıra siyasi tercihlerin şekillendirilmesine kadar birçok alanda kullanılabilecek, analiz edilebilecek bir meta formunda büyük paralara satılabilecek hale getirilmesinin üstünden çok da fazla zaman geçmedi.
Yeni düzenlemeyle Whatsapp kullanmak istiyorsanız; telefon numaranızı, uygulamayı ne kadar süreyle ve ne sıklıkta kullandığınıza dair günlükleri, diğer kullanıcılarla nasıl etkileşim kurduğunuzu, cihaz bilgilerinizi, IP adreslerinizi, işletim sistemi bilgilerinizi, pil sağlığı bilginizi, uygulama sürümünüzü, dil ve saat diliminizi, işlem verilerinizi, çerez ve konum bilgilerinizi paylaşmanız gerekiyor.
Bundan öncesinde verilerin zaten Facebook ile paylaşıldığı tam olarak doğruyu yansıtmıyor. Ağustos 2016 yılında Facebook’un Whatsapp’ı satın almasının ardından güncellenen gizlilik politikası ile kullanıcı bilgilerini ve meta verilerini Facebook ile paylaşmasının önünün açıldı, ancak izin isteğe bağlıydı. 2021 Şubat ayına kadar onaylanması istenen yeni gizlilik politikasında bu izin isteğe bağlı olmaktan çıkarak zorunlu hale getiriliyor.
Sosyal Medya platformlarında gezdiğimiz sayfalar, aradığımız başlıklar, dikkatimizi çeken ya da çarçabuk geçtiğimiz içerikler ve paylaşımlarımız üzerinden yaptıkları sınıflandırmalar ile “bizleri bizlerden daha iyi tanıyan” analistler, aslında ne istemekte olduğumuzu henüz konuşurken tespit edebilecek teknolojileri sayesinde kararsızlıklarımızı giderebilecek, seçimlerimizi yönlendirebilecek içerikleri bize gösteriyorlar.
Bilişim Emekçileri olarak bizler kişilerin iletişim hakkını kullanırken kendilerini manipüle etmeye fırsat verecek bilgilerin paylaşılmaya zorlanmasını iletişim hakkının gasp edilmesi olarak değerlendiriyoruz. Bu nedenle herkesi daha önce defalarca etik ihlal skandallarıyla tanınan Facebook yerine Özgür yazılımları kullanmaya davet ediyoruz. Türkiye devletinin BİP’i yerli ve milli olarak pazarlamasının yalan olduğu belirtiyoruz, bu tuzağa karşı uyarıyoruz.
Facebook şirketi önce kurduğu sosyal medya platformu, ardından satın aldığı şirketler (WhatsApp, İnstagram, CTRL Labs ,…) sayesinde insan verilerini işleme, kişiselleştirilmiş içerikler, reklamlar için tekel olma yolunda en büyük adaylardan birisi haline geldi. Bazı şirketleri (FriendFeed gibi) sadece sahadaki rekabeti ortadan kaldırmak için satın alıp sonrasında da kapatmış olsa bile genel eğilimi, kişisel verilerimizi elinde tutup, işlenmesi konusunda kompleks bir ekosistem yaratmak.
Facebook’un WhatsApp’ı satın almasıyla başlayan süreçte en büyük eşik, Ağustos 2016'da WhatsApp’ın gizlilik politikasında büyük bir güncelleme yaparak, kullanıcı bilgilerini ve meta verileri Facebook ile paylaşmasıyla atlanmıştı. Ancak o zaman kullanıcılar istemedikleri durumda bu izni vermeyerek engelleme hakkına sahiplerdi. Şimdi ise yeni güncelleme ile Türkiye kullanıcılarına (bu sözleşme AB ülkelerine sunulmadı) eğer WhatsApp kullanmaya devam etmek istiyorlarsa bu izni vermeye zorunlu bırakacak yeni ve son derece fütursuz bir adım daha atılıyor.
Özgürce iletişim hakkı insanların en değerli haklarından biridir. Kişilerin bu haklarını kullanırken bir yandan da kendilerinin manipüle edilebilmesine fırsat verecek kişisel verilerini toplama izni vermeye mecbur edilmeleri, bu hakkın ellerinden alınmasına eş değerdir. Artık WhatsApp üzerinden kurduğumuz her türlü iletişime ait verileri kullanarak bundan kar edecek bir şirkete dönüşüyor. Bizim verilerimiz artık hem WhatsApp’ın hem de veri paylaşımı konusunda etik değerleri olmayan, sınır tanımayan ve son derece kirli bir sicile sahip olan Facebook’un. Kişisel verilerimizin siyasi ve ticari çıkar için kullanılması, gerektiğinde devletlerle ya da gizli servislerle paylaşılmasının da su götürmez bir gerçekliği var.
Dolayısıyla bir alternatif ihtiyacı kaçınılmaz. Gelelim alternatif için nelere dikkat etmemiz gerektiğine;
Öncelikle “yerli ve milli” söyleminin “yalan ve dolan” olduğunu bilmeyenimiz yok sanırım. İhtiyacımız olan “yerli, millî” demagojisinden öte uçtan uca şifrelemeyi destekleyen, özgür yazılım lisanslı, denetlenebilir uygulamalardır.
Bu yüzden bu kısmı çok uzatmadan daha gerçekçi alternatiflere bakalım.
Telegram:
Her ne kadar arkasında bir şirket olsada yaptıkları açıklamalar ve kaynak kodlarının açık olması sebebiyle denetlebilir bir alan sunmaktadır. Konuşmaların bir çoğunda uçtan uca şifrelemeyi desteklemesi sayesinde de içeriklerin 3. kişiler tarafından elde edilmesi oldukça zor güvenli bir uygulama profili çizmektedir. Ancak grup konuşmalarında hala uçtan uça şifreleme desteklenmemektedir.
Signal :
Signal, Signal Vakfı ve Signal Messenger LLC tarafından geliştirilmektedir. İstemciler GPL s3 lisansı altında yayınlanır, sunucular ise AGPL s3 lisansı altında yayınlanmaktadır. Uçtan uca şifrelemeyi desteklemektedir. Aslında neredeyse bütün anlık mesajlaşma uygulamalarının temelini oluşturur. Bir nevi diğer uygulamalar Signalin farklı versiyonları/sürümleri olarak geliştirilmektedir.
Signal varsayılan olarak tüm yerel dosyalarını bir parola ile şifreler. Ve şifreli bir yerel yedekleme oluşturmak istiyorsanız, bunu da yapabilirsiniz. Uygulama artık şifreli grup çağrılarını da destekliyor. Sunucularında hiçbir veri tutmamaktadır.
https://twitter.com/bilisimemekci/status/1348364737394974724
https://twitter.com/bilisimemekci/status/1348368031894876160
* Secure Messaging Apps Comparison. (n.d.). securemessagingapps. Retrieved 2020, from https://www.securemessagingapps.com/
Önerimiz özetle, güvenliğe önem veren ve özgür yazılım olan Signal’in kullanılmasıdır.
*Bilişim Emekçileri Dayanışma Ağı'nı Twitter sayfasından takip edebilirsiniz…
https://twitter.com/bilisimemekci