Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş bugün saat 12.00’de Antakya’da Bedircan düğün salonunda Arap, Kürt, Türk, Ermeni, Sünni, Alevi, Hristiyan halklardan büyük bir kitleye konuşma yaparak Hatay’ın, ülkenin ve bölgenin sorunlarına ilişkin görüşlerini paylaştı. Toplantı oldukça coşkulu geçti. Demirtaş, daha önce üzerinde spekülasyon yapılan Reyhanlı katliamı ve Lazkiye üzerine verdiği demeçlerin çarpıtıldığını belirterek bu konulardaki görüşlerini anlattı.
Demirtaş ile birlikte HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ve HDP Urfa Milletvekili İbrahim heyette yer alırken, daha önceden Hatay’a gelmiş olan HDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü ve SYKP Eş Genel Başkanı Tuncay Yılmaz sabah saatlerinden itibaren Gezi şehitleri Ali İsmail Korkmaz ve Ahmet Atakan’ın ailelerini ziyaret etti. Ardından Kürkçü ve Yılmaz Ehli Beyt Kültür ve Dayanışma Vakfı’nda (EHDAV) kanaat ve inanç önderleriyle bir araya gelerek bölgenin ve bölge halkının sorunlarını konuştular.
Selahattin Demirtaş, binlerce kişilik bir kitleyle ve coşkulu bir ortamda gerçekleşen halk buluşmasında yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“İktidar ve onun adayı Hatay’a eşitlikçi yaklaşmamıştır. Hatay’da mezhepçilik yapmıştır. Suriye’de mezhepçilik yapmıştır. Burada ölenler arasında bile ayrımcılık yapmıştır. Reyhanlı katliamı yaşandığında “Benim Sünni kardeşlerime saldırdılar” diyecek kadar mezhepçiliği öne çıkarmıştır. Elbette ölenin kimliğine bakamayız, mezhebine bakamayız, zengin mi fakir mi bakamayız. Bir katliamda ölen öncelikle insandır diyeceğiz ve acısını sahipleneceğiz, mezhebini önemsemeyeceğiz. Hükümet bunu yaptığı için Hatay tedirgindir.
“Bu vesileyle özellikle Reyhanlı katliamı üzerinden yapmadığıma rağmen yapmışım gibi açıklama haberi yapan, yazıp çizenlere özellikle Hatay’dan vurgulayarak belirtmek istiyorum. Hatay’da katliamın yaşandığı saatlerde aynı saat içerisinde şu açıklamayı yapmıştım: “Bizim için önemli olan muhalefet partisi olarak Hatay halkının can güvenliğidir.” Çünkü o saatlerde şu istihbarat dolaşıyordu ortalıkta: Reyhalı’yı vurdular, hemen arkasından Samandağ’ı vuracaklar, halkları kimlikleri birbirine düşürecekler. Bu istihbarat ciddi bir şekilde dolaşıyordu ve ben şunu dedim: ‘Biz halkımızın öncelikli olarak güvenliğini istiyoruz. Hükümetin de oradaki Hatay halkının güvenliğini acilen tesis etme konusunda yardıma ihtiyacı varsa hükümetin yanındayız.’ Fakat bunu şöyle çarpıttılar: ‘Demirtaş Suriye politikasında AKP’nin yanındayız’ dedi. Asla bugüne kadar AKP’nin Suriye politikasını desteklemedik. Mezhepçi, ırkçı yanlış politikaların hep karşısında olduk. Ama biz, ‘Hatay halkının güvenliği sağlanacaksa tedbir alınacaksa halkımızın güvenliği için alınacak tedbirlerin yanındayız’ dedik. Bakın o günden beri birileri ısrarla çarpıtıyor. Israrla yanlış bir şekilde burada yaşanan katliamları biz destekledik, Hatay halkına, Suriye halkına özellikle Nusayri halkına yönelik katliamları destekledik gibi yazıp çiziyorlar.
“Lazkiye meselesinde de böyledir. Söylemediğim, yapmadığım bir açıklama üzerinden bir buçuk yıldır yazılıp çiziliyor. Bir yalan yanlış haber, tekzip etmiş olamama rağmen ‘Lazkiye Kürtlerin olacak’ demişiz, ‘Kürtler Lazkiye’yi ele geçirecek’. Kusura bakmayın sizler yani bunu yazıp çizenler kafanız emperyalizme çalışıyor olabilir kafanız işgalciliğe çalışıyor olabilir ama biz mazlum halkların ezilen halkların temsilcisi olarak emperyalizm karşıtı mücadelemizle bugünlere geldik, işgalcilik karşıtı mücadelemizle bugünlere geldik. Şimdi Suriye’de de çözüm üreteceksek aynen burada savunduğumuz her şeyi orası için de savunacağız.
“Suriye’de de tekçi, ırkçı devlet olmaz, olamaz. Oradaki bütün halklar, inançlar, kimlikler bir arada eşitçe kardeşçe yaşayabilecekleri modelleri geliştirmeliler. Rojava bunun örneğidir. Suriye’nin her yerinde bütün inançlar, kimlikler kendi yönetimlerini kurmalı; bu federal olabilir, kantonlar olabilir, özerk olabilir, eyalet olabilir. Kendileri karar verirler, biz saygı duyarız sadece. Ama kimse Suriye halkına tek bir mezhebi dayatıp geri kalan mezhepler katledilecek, sürülecek diyemez. Özellikle IŞİD’i destekleyen, bugüne kadar besleyen AKP hükümeti ve uluslararası yandaşları bilmeli ki, İŞİD barbarlığına karşı Suriye halklarının yanındayız; her birimiz son nefesimize kadar bütün gücümüzle ezilen Suriye halklarının yanındayız. IŞİD barbarlığı, terörizmi sökülüp atılana kadar.
“Hiç kimse sanmasın ki barbarlık Suriye’de egemen olacak! Suriye’de Alevi halkı, Nusayri halkı, Ermeni halkı, Arap halkı ve Kürt halkı el ele vermiş IŞİD vahşetine karşı direniyorlar. IŞİD her yerde katliamlarla ilerledi ama gelip burada tıkandı. Neden? Çünkü burada halklar el ele vermiş. Bakın Kobani ve Haseki’de ilerleyemiyor çünkü burada inançların birliği, halkların ve ezilenlerin birliği var. Defolup gidecekler Suriye topraklarından.”
Selahattin Demirtaş, konuşmasını Gezi İsyanı sırasında öldürülen Antakyalı direnişçiler Ali İsmail Korkmaz, Ahmet Atakan ve Abdullah Cömert’i anarak bitirdi.