SEÇTİKLERİMİZ – Ümit Akçay ve Ali Rıza Güngen Cumhuriyet’e yazdı: “Türkiye bir IMF programına … mahkûm değil. … Geniş toplum kesimlerinin çıkarlarını savunan bir alternatif ekonomik programın uygulanması için temel koşul, bunu hayata geçirecek siyasetin ve siyasi iradenin ortaya çıkmasıdır.”
ÜMİT AKÇAY / ALİ RIZA GÜNGEN
Türkiye, geniş toplum kesimlerinin olumsuz etkileneceği bir ekonomik bunalımın eşiğinde. 24 Haziran seçimleri sonucuna göre, parlamento ile başkanın farklı partiden olması durumunda seçimlerin bir süre sonra yenilenmesi ihtimali yüksek. Mart 2019’da da yerel seçimler var. Yani ekonomik gelişmeler, gerek gündelik hayatımızı, gerekse siyasi gelişmeleri etkilemeye devam edecek. Bu yazıda olası kriz sonrasında “tek alternatif” olarak dayatılan IMF programının dışındaki seçeneklerin neler olabileceği üzerinde durduk.
A. Kısa vadede ne yapmalı?
1. Sermaye hareketleri vergilendirilmeli Kısa vadeli sermaye hareketlerinin serbestleştirilmesi, finansal istikrasızlık yaratır ve ekonomiyi sermaye akımlarına daha bağımlı hale getiriyor. Portföy yatırımlarının süresine göre farklılaşan ve elde edilen vergi gelirinin yatırımlara aktarılacağı bir mekanizmayla sermaye hareketleri derhal vergilendirilmelidir.
2. Kapsamlı bir vergi reformu gerçekleştirilmeli. Türkiye’de çok kazanandan oransal olarak az vergi alınıyor. Gelir vergisi dilimleri, en üst dilimin vergisi artacak, ücretlilerin vergilerini azaltacak şekilde ayarlanmalıdır.
3. Türkiye’nin batık firmalarının kurtarılması uygulamasına derhal son verilmeli KOBİ’lere verilen teşvikler gözden geçirilmeli, etkisiz teşvikler kaldırılmalıdır. Batık KOBİ’ler ancak bir araya gelerek yeniden yapılanmaları, işçi ortaklığını benimsemeleri veya işçi denetimine girmeleri durumunda ve eğer sınırlı sermaye enjeksiyonuyla faaliyete devam edebileceklerse kurtarılmalıdır. Döviz açık pozisyonu bulunan şirketler küçülmeye ve borçlarını yapılandırmaya zorlanmalı, yurtdışına sermaye çıkarma yüksek oranlarla vergilendirilmelidir.
4. Kamu ihaleleri gözden geçirilmeli, hukuksuz aktarımlar iptal edilmeli. Başta OHAL döneminde olmak üzere düzenlenen kamu ihaleleri gözden geçirilmelidir. İhale usulsüzlüğü ve hukuksuz kaynak aktarımı tespiti durumunda ihaleler iptal edilmeli, kamuyu zarara uğratanlardan ilgili zarar tahsil edilmelidir.
B. Orta vadede neler yapılabilir?
1. Kamu istihdamı artırılmalı, üretim ve yatırım programları hayata geçirilmeli ve bütün kamu hizmetleri ücretsiz temin edilmeli:
Kamu istihdam projeleri ile vasıflı istihdam yaratılmalı, temel kamu hizmetlerinin orta vadede tamamen ücretsiz temini için gereken yatırım ve çalışan alımı yapılmalıdır. Çalışma saatleri ekonominin bütün sektörlerinde orta vadede OECD ortalamasına getirilmelidir. Devlet bankalarının büyük ölçekli kredileri incelenmeli, politik baskı ile kaynak aktarımı amacıyla verilmiş krediler geri çağırılmalıdır.
C. Temel ilkeler
Yukarıdaki önlemler, “korkutucu” gibi gelse de, olası bir sol hükümet için olmazsa olmazdır. Zira diğer seçenek, IMF programını uygulamak ve hızla iktidardan uzaklaşmak olacaktır. Avrupa’daki siyasi partilerin durumuna baktığımızda çubuğu sola büken İngiliz İşçi Partisi dışındaki tüm sosyal demokratların oy kaybettikleri görülüyor. Yukarıda kısa vadeli bir alternatif programın temel önceliklerinin neler olabileceğine dair fikir egzersizi sunduk. Aşağıda da bu tip bir programın dayanacağı temel ilkelerin neler olacağı üzerine düşüncelerimize yer veriyoruz.
1. Devletleştirme değil kamusallaştırma. Özelleştirmedeki tek sorun mülkiyetin kamudan alınması değil. Mülkiyet devlette dahi olsa, çalışanların yönetime katılmasını dışlayan modeller, benzer sonuçlar üretebiliyor. O nedenle, çalışanların katılımı, mal ve hizmeti kullananların denetimi şart.
2. Ekonominin demokratikleştirilmesi. 1980 sonrası uygulanan ekonomi politikaları siyasi, kurumsal ve ekonomik olarak emeği dışladı. Yoksulların borçlarının silinmesi, sendikalaşmanın teşvik edilmesi, sendika yönetimlerinin demokratikleştirilmesi, emeğin milli gelir içindeki payının artırılması, emeğin güçlenmesini beraberinde getirecektir.
3. Demokratik planlama. Planlama, dün gerekliydi, bugün ise zaruret. Teknolojik gelişmelerin verdiği olanaklarla, kapitalizmin ürettiği ekonomik ve ekolojik sorunları aşmak için demokratik planlama ön koşuldur. Aşağıdan yukarı doğru örgütlenecek ancak merkezi plan önceliklerine göre birbiri ile dayanışma esasına göre işleyen üretim birimleri oluşturulmalıdır.
4. Para ve maliye politikaları. Para politikası, Merkez Bankası bağımsızlığı ve enflasyon hedeflemesi gibi piyasa otoriterizmi öğelerinden arındırılmalıdır. Maliye politikası, demokratik planlama önceliklerini takip etmelidir.
Alternatif var!
Türkiye bir IMF programına ya da siyasal hevesler uğruna dünyadan kopartılmış bir ülke haline gelmeye mahkûm değil. Yukarıda sıraladıklarımız, olası alternatiflerin sadece birkaçı. Ancak mesele teknik değil, siyasi. Geniş toplum kesimlerinin çıkarlarını savunan bir alternatif ekonomik programın uygulanması için temel koşul, bunu hayata geçirecek siyasetin ve siyasi iradenin ortaya çıkmasıdır.