İstanbul Teknik Üniversitesi’nde (İTÜ) öğrenciler ve akademisyenler tarafından ihraçlara karşı eylem yaptıkları için soruşturma açılan İTÜ öğrencileri için basın açıklaması gerçekleştirildi.
İTÜ'de akademisyenler ve öğrenciler hukuksuzca açılan soruşturmalar için ifade verildiği gün İnşaat Fakültesi bahçesinde buluştu. Yapılan hukuksuzluklara karşı seslerini yükseltmek için İnşaat Fakültesi bahçesinde basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklaması öncesinde katılımcı CHP Milletvekili Ali Şeker ve HDP MYK üyesi Beyza Üstün, İTÜ-Der başkanı Bilge Özgener ve Eğitim Sen İşyeri Temsilcisi Arzu Acar konuşmalar yaptı. Yapılan konuşmalar ardından üniversiteliler adına basın açıklaması okundu.
Forum düzenlemek soruşturma gerekçesi
17 Şubat günü İTÜ’lüler son çıkartılan KHK’ler sonrası akademisyenlerin ihraç edilmesine karşı Taşkışla Kampüsü’nde buluşmuştu. Taşkışla Kampüsü ana kapısı önünde basın açıklaması gerçekleştirmiş ve sonrasında forum düzenlemişti. Yapılan eylem üzerine, eyleme katılan 24 İTÜ’lüye ‘’izinsiz toplanmak, slogan atmak ve izinsiz toplantıya çağrıda bulunmak’’ suçlarıyla soruşturma açılmış, 20 Mart gününe ifade vermeye çağırılmıştı.
Üniversitelilerin okuduğu basın açıklaması şu şekilde;
OHAL ilan edildiğinden itibaren çıkartılan KHK’lar sonucu haksız yere sayısız akademisyen üniversitelerinden ihraç edildi. Bizler İstanbul Teknik Üniversitesi öğrencileri olarak işinden olan hocalarımızın yanında, KHK’ların karşısında olduğumuzu duyurmak üzere geçtiğimiz ayın 17’sinde Taşkışla Fakültesi’nde bir basın açıklaması gerçekleştirdik. Bugün ise burada söz konusu açıklamaya katılan öğrencilerden 24’üne İTÜ rektörlüğü tarafından soruşturma açılması sebebiyle bulunuyoruz.
Gerçekleştirdiğimiz basın açıklamasının biçimi ve içeriği göz önüne alındığında, açılan disiplin soruşturmalarının hiçbir hukuki zemininin ve meşruluğunun olmadığı açıktır. Basın açıklamasına katılan öğrencilerin bu şekilde cezalandırılmak istenmesi, toplumun bilim yuvası olması gereken üniversitelerdeki fikir hürriyetine ciddi bir saldırıdır. Bu saldırının sebebi ise açıktır.
Açılan soruşturmalar, İTÜ rektörlüğünün içinde olduğumuz referandum sürecinde kendisine iktidarın taşeronluğu görevini biçmesidir. Öyle ki rektörlük bir yandan üniversitemizde yapılan “Hayır Çalışmaları”na ÖGB ve polis aracılığıyla engellemeye çalışırken öbür taraftan AKP’li milletvekillerine referandum propagandası yapmaları için üniversitelilere duyurmadan üniversitemizin konferans salonunu tahsis etmiştir. Bu soruşturmalar ile rektörlük okulda “Hayır”ın sesini yükselten öğrencileri ceza ile korkutmaya çalışıp dizginleri eline almak istemektedir. Ancak üniversitemizin cevabı bellidir: Hayırdır!
Yaptığımız eylem hukuki olarak son derece meşrudur. Ancak onlarca akademisyenin ihraç edildiği, gazetecilerin tutuklandığı, hayır çalışması yapanlara yönelik saldırıların giderek arttığı günümüz siyasi atmosferi düşünüldüğünde, bizim güvencemiz sadece hukuki meşruluğumuz değildir. İTÜ öğrencileri olarak bizim güvencemiz, birliğimiz ve haklılığımızdır.
Farkındayız bu soruşturmaların devamının getirilmesi hedeflenmektedir. Baskıya, haksızlığa hayır diyen her akademisyen ve öğrenci yıldırılmak istenmektedir.
Önümüzdeki süreçte İTÜ öğrencileri ve akademisyenleri olarak bu bilinç ve karalılıkla daha sıkı bir dayanışma içinde olup, iktidarın saldırılarına karşı birlikte mücadeleyi yükselteceğiz. Ülkemizde ve üniversitemizse tüm yetkileri eline almak isteyen tek adam zihniyetine karşı mücadeleye devam edeceğiz ve mutlaka kazanacağız.
İTÜ’de HAYIR susmayacak, üniversitemizi iktidara ve onun yandaş rektörlerine teslim etmeyeceğiz
Kahrolsun istibdat yaşasın hürriyet!