HDP Antalya İl Örgütü’nü Şafak Mahallesi’nde bulunan seçim irtibat bürosunun açılışını gerçekleştirdi. Açılışa HDP il ve ilçe yöneticileri ile HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan’ın yanı sıra yüzlerce yurttaş katıldı. Müzik eşliğinde halaylar ve zılgıtlarla yapılan açılışta ‘Hayır’ sesi yükseltildi.
Siyasi Haber / Antalya
Halkların Demokratik Partisi (HDP) tarafından referandum sürecinde ‘Hayır’ çalışmaları için kullanılacak olan Şafak Mahallesi’ndeki seçim bürosunun açılışı yoğun katılımla gerçekleştirildi. Açılışta, HDP Antalya İl Eşbaşkanları Songül Şarklı ve İhsan Nergis’in kısa konuşmalarının ardından HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan söz aldı. Paylan, "Bu faşist zihniyet iki yıldır elinden geleni ardına koymadı. Ama ne mutlu ki, yine dimdik ayaktayız” “16 Nisan’da güçlü bir 'Hayır'la AKP ve MHP'nin hayalleri sadece hayal olarak kalacak" dedi.
Paylan: Kimliklerimiz onurumuzdur, biz onur mücadelesi veriyoruz, eşitçe kardeşçe yaşamak istiyoruz
Garo Paylan konuşmasına şöyle devam etti:
“Anayasalar toplumsal sözleşmedir. Anayasalar toplumun bütün renklerini barındırmak için vardır. Bütün kimliklere saygılı olmak için vardır ve anayasalar bütün kimlikleri barındırırlar. Herkes o anayasada, o toplumsal sözleşmede az ya da çok temsil edilir. Yıllardır bunu talep ediyoruz. Yıllardır bunun için mücadele veriyoruz. Diyoruz ki, biz bu meseleyi demokratik yollarla çözelim. Gelin müzakere edelim, gelin konuşalım. Buna da çok yakındık. İki yıl önce bir barış masamız vardı ve barışa çok yakın olduğumuzu hissediyorduk. 7 Haziran seçimlerine dek hepimiz halaylarımızı bunun için çekiyorduk. Ortak vatanımızda eşitçe kardeşçe yaşamak istiyorduk. Ve gelin bunun anayasasını yapalım dedik. Ama o faşist zihniyet, o tekçi anlayış bizim o halaylarımızı bize çok gördü. Ne olacaktı, tek adam anayasası olacaktı ne olacaktı tek kimliğin anayasası olacaktı. Biz buna itiraz ettik. Ama onlar o karanlık zihniyetleri bizim üzerimize geldi. Binlerce yoldaşımızı gözaltına aldı, tutukladı, eşbaşkanlarımızı gözaltına aldı, tutukladı. Ama şunu bilmiyorlar kimliklerimiz onurumuzdur. Biz onur mücadelesi veriyoruz. Eşitçe kardeşçe yaşamak istiyoruz ve bunun için inadına kardeşlik, inadına barış diyoruz. Değerli arkadaşlar bu anayasada Kürtler var mı? Kadınlar var mı? Hiçbirimiz yokuz. Sadece iki adam var; Devlet Bahçeli ve Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan… Yalnızca o ikisinin hayalleri var ve o ikisinin hayalleri de maalesef karanlık, tekçi hayaller. Biz onlara ne diyoruz? Na, Na, Na…
Değerli arkadaşlar iki yıl önce, çok değil bundan iki yıl önce barış rüzgarları esiyordu. Hiçbir canımıza birşey olmuyordu. Halaylarımız büyüktü. Ve o halaylarınızda sevgili Selahattin Demirtaş ve sevgili Figen Yüksekdağ da vardı. Bütün milletvekillerimiz, bütün seçilmişlerimiz, bütün belediye başkanlarımız vardı. Onları tutsak aldılar. Şimdi diyorlar ki, biz MHP nin anayasasını Erdoğan’ın Anayasasını sizin oyunuza sunuyoruz. Eğer kazanırsak, kuvvetli bir ‘Hayır’ı başarırsak emin olun bu milliyetçi koalisyon dağılacaktır. Ve toplumun bütün kesimleriyle çoğulcu anayasamızı tekrar masaya koyabileceğiz ve el birliğiyle eşitliği kardeşliği haykıracağız ama bunun için kuvvetli bir hayıra ihtiyacımız var. Kuvvetli bir ‘Na’ya ihtiyacımız var. Onun için, hepinizi 27 gün kaldı hayır demeye çağırıyorum. Her birey çok önemli Bu milletvekili seçimi değil, bu parlamento seçimi değil. Her bir oyun kıymeti eşit ve sonuçlar birbirine yakın gibi görünüyor. Herkes oy vermeli oy verdirmeli. Eğer ki kayıtlarınız memleketteyse bir otobüs bileti alıp memleketinize gidip oy verin. İl yönetimleri size destek olacak, otobüsler kaldırarak sizlere destek verecektir. 7 Haziran’da biliyorsunuz yatalak annemizi bile sırtımıza alap götürüp sandığa oy verdirdik. O şekilde onu başkan yaptırmadık. O zihniyeti başkan yaptırmadık. Bu şekilde 16 Nisan referandumunda da her oy eşit değerde… Herkes oy verecek, oy verdirecek. Her gece başımızı yastığa koyduğumuzda bugün kaç kişiyi daha sandığa gitmeye ikna ettim. Kaç arkadaşımızı bu tekçi anayasadan vazgeçirdim diye düşünmeli bunun için seferber olmalıyız. Halaylarımızla, horonlarımızla, Selahattin Demirtaş ile, Figen Yüksekdağ ile, bütün seçilmişlerimizle birlikte o halaylarımızı tekrar büyütmeliyiz.
Değerli arkadaşlar, değerli Antalyalılar, bakın renklerimiz çok, ülkemiz hepimize yeter. Dünyanın en güzel ülkelerinden birindeyiz. Ama maalesef karanlık zihniyet bizi esir almaya çalışıyor. Biz asla köle olmadık olmayacağız.”
‘Burada başaracağımız hayır Rojava’ya evet demek olacaktır’
“Bu karanlık zihniyet yalnız bizi değil değil Rojavayı da etkiliyor. Rojava’nın özgür olmasını istemiyor. Rojava’daki halkların biraradaki mutluluğunu, birarada özgür, eşit bir şekilde yaşamasını engellemek için elinden geleni ardına koymuyor. Burada verilecek kuvvetli bir ‘Hayır’, Rojava’yı da etkileyecektir. Burada başaracağımız hayır Rojava’ya evet demek olacaktır” dedi.
Paylan’ın konuşmaları sırasında polis ekiplerindeki hareketlilik dikkat çekti. Polisler, sürekli olarak yolun işgal edilmemesi vb. gerekçelerle açılışa katılan kitleyi provoke etmeye çalışsa da sonuçsuz kaldı.
Konuşmaların ardından Milletvekili Garo Paylan ve yöneticiler halkın arasına karışarak birlikte halaylar çektiler.
Açlık grevindeki tutsaklarla görüşmesine izin verilmedi
Açılışın ardından bütün cezaevlerinin yanısıra Antalya Döşemealtı L Tipi cezaevinde de sürmekte olan açlık grevleri ve tutuklu ve hükümlülere uygulanan baskıları görüşmek amacıyla tutsakları ziyaret etmek isteyen İstanbul Milletvekiyi Garo Paylan’ın bu ziyareti engellendi. Bu engellenme üzerine Garo Paylan, Antalya HDP il ve ilçe yöneticileri ile birlikte cezaevi önünde bir basın açıklaması yaptı.
15 Temmuz darbe girişimi sonrası yapılan tutuklamalarda ayrı bir hukuk uygulandığını dile getiren Paylan, her devletin ulusal yasalara tabi olduğunu ama Türkiye'de kendi oluşturdukları yasalara dahi uyulmadığına dikkat çekti. Cezaevi müdürü ile bir görüşme gerçekleştiklerini ve cezaevi müdürünün kendilerine içerde herhangi bir sorunun olmadığını aktardığını belirten Paylan, "İçerde tutuklu bulunan tutsakların ise ulusal ve uluslararası hukuka tabi olarak tutukluların hakları ellerinden alınmıştır. Bizde halklarını geri almak için başladıkları açlık grevinde yanlarında olduğumuzu buradan belirtiyoruz. Onların talepleri talebimizdir. Gereken her türlü girişimde bulunacağız" dedi.