Marmara Üniversitesi Haydarpaşa Kampüsü’nde KHK’larla ihraç edilen akademisyenlere destek eylemi yapıldı.
Marmara Üniversitesi Haydarpaşa Kampüsü’nde OHAL kapsamında yayınlanan 686 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen akademisyenlere destek eylemi yapıldı. Eylemde ‘Akademiler susturulamaz, geri döneceğiz’ pankartı açılarak, ‘Hocama dokunma’ yazılı dövizler taşındı.
Dün Göztepe Kampüsü’nde yapılan açıklamaya faşistlerin saldırmasının ardından bugün gerçekleşen etkinliğe katılım yoğundu. İlk olarak konuşan anayasa hukuk profesörü Dr. İbrahim Kaboğlu, “Bugün burada bu şekilde bulunmak istemezdik ama bugün bu görüntünün nedeni biz değiliz. Türkiye 15 Temmuz gecesi bir darbe girişimi yaşadı ve çok şükür 15 Temmuz gecesi darbe girişimi bastırıldı. 15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişimin nedeni üniversiteler değildir, bilim değildir, anayasa da değildir” dedi.
'Ciddi bir yanlış yapılmıştır'
15 Temmuz darbe girişimin bastırılmış olması herkes için ferahlatıcı olmuş olduğunu ifade eden Kaboğlu, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Ben yılların anayasa hukuk profesörü olarak derslerimde birinci sınıf öğrencilerine dersler gereği darbe sözcüğü çıktığı zaman, ‘Özür dilerim arkadaşlar diyordum biz darbelerle büyüdük sizin kuşaklar darbe sözcüğünü bile duymamalı.’ Benim görevim darbe sözcüğünü meşrulaştırmamaktır. Biz hepimiz darbeye karşıyız. 15 Temmuz’da darbeye karışmış olsalar da hukuktan yararlanmalılar. Onların hakkında savunduk savunmak zorundayız hukukçu olarak.”
Kaboğlu son olarak, OHAL'in konusu, nedeni ve amacı ile hiçbir ilgisi olmayan olaylar yaşanmaya başlandığını ifade ederek, “Burada anayasanın 120’inci maddesi çerçevesinde ilan edilen OHAL, 121’inci maddesinden hareketle kullanılan KHK söz konusu. Şu anda bizim bildiğimiz sadece 2 Ocak 2017 tarihli Cumhurbaşkanı tarafından toplanan Bakanlar Kurulu var. Bu düzenleme tamamen hukuk dışıdır. Ciddi bir yanlış yapılmıştır. Bizim bütün etkinliklerinin saydam ve açıktır. Öğrencilerimize özgür düşünmeyi eleştirmeyi söyledik. Olaylara konulara çok yönlü bakmayı gösterdik” diye konuştu.
'Geri döneceğiz bir yere gitmiyoruz'
Kaboğlu’nun ardından söz alan Ceren Akçabay, “Bilimin özgürlüğünün yanında olmaya devam edeceğiz. Bir binanın üzerinde üniversite yazması onu akademi haline getirmiyor. Burası ellerinden hukuksuz bir şekilde alınırken sesini çıkarmayanlar şimdi odalarında gizleniyor. Biz onlara öğrencilerimiz emanet etmiyoruz. Geri döneceğiz bir yere gitmiyoruz” dedi.
“Biz ne ilkiz ne de son olacağız” diyen Hülya Dinçer ise konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Kamudaki bütün muhalifleri tasfiyeye yönelik bir operasyonudur bu. Bizden önce binlerce eğitim emekçisi ihraç edildi. Hukuka aykırı olarak ihraç edildiğimiz bu okulun duvarının arkasına polis eşliğinde girilebildik. Ve okuldaki bir iki meslektaşlarımızdan başka sesini çıkaran olmadı. Utanç duyuyorum. Ama bizim öğrencilerimiz var. Geri döneceğiz.”
'Onlar yakında geri dönecekler onları bekliyoruz'
Marmara Üniversitesi Ana bilim dalı uzmanı Prof. Dr. Osman Doğru, "İhraç edilmedim ama 2 arkadaşım ihraç edildi. Esra ve Hülya, onlarla gurur duyuyorum, şeref duyuyorum. Onlarla birlikte diğer arkadaşlarımı bekliyorum bu kadar hukuksuz insafsız bir işlem görülmedi. Bu işlemler derhal geri alınmalı üniversiteler çökertilmemeli. Onlar çok yakında geri dönecekler bekliyoruz" dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise şöyle konuştu, "Bugün burada anayasaya aykırı bir şekilde hocalarımız ihraç edildi. Türkiye özgür bir ironidir. Biz vedalaşmayacağız, yeniden buluşacağız"
'Bilinsin ki geri döneceğiz'
Üniversitesinde araştırma görevlisi iken ihraç edilen Can Yalçın Armutçuoğlu ise, “Bilgi ihraç edilebilir mi? İmkânsız! Akademi mekana sıkıştırılamaz. Akademi unvanlara indirilemez. Akademi tarihin ispatladığı bu güvercin kasaplarının eline kalmaz. Bilinsin ki biz işimizi mesleğimizi çok sevdik. Bir sıfata paraya sığdırmadık. Bilinsin ki geri döneceğiz” şeklinde konuştu.
'Hocalarımızın yanındayız'
Öğrenciler adına konuşan Marmara Üniversitesi öğrencisi Mustafa Çağlar YEŞİLÇİÇEK , "Bu kara günde Marmara Üniversitesi öğrencilerini temsil ederken ümitle konuşacağım. Çünkü ben bu hocaların öğrencisiyim. 15 Temmuz sonrasında AKP iktidarının KHK'lar ülkeyi ne şekilde yönettiğini biliyorduk. Bu son KHK da bunun tamamlayıcısı. Kanunsuz hükmünde kararnameler amaçında ne olduğunu biliyoruz. OHAL’le birlikte ülkede neler yapıldığını biliyoruz. Üniversitelerde, sokaklarda ‘hayır’ var bu sesi kısmaya çalışıyorlar. Marmara Üniversitesi öğrencileri olarak hocalarımızın yanındayız" diye konuştu. ilan edilen OHAL, 121’inci maddesinden hareketle kullanılan KHK söz konusu. Şu anda bizim bildiğimiz sadece 2 Ocak 2017 tarihli Cumhurbaşkanı tarafından toplanan Bakanlar Kurulu var. Bu düzenleme tamamen hukuk dışıdır. Ciddi bir yanlış yapılmıştır. Bizim bütün etkinliklerinin saydam ve açıktır. Öğrencilerimize özgür düşünmeyi eleştirmeyi söyledik. Olaylara konulara çok yönlü bakmayı gösterdik” diye konuştu.
‘Hocalarımız bilime, insanlığa hukuka sahip çıkacaklar, geri dönecekler’
Avukat Can Atalay da konuşmasında, “Biz mezunuz, bu okuldan mezunuz. Sözü çok uzatmaya gerek yok. Bugün bizi bu bahçeye almamaya çalışanların daha önce ne yaptığını hatırlıyoruz. Bu hocaları içeri almamaya, dışarı çıkarmaya çalışanların neler yaptıklarını hatırlıyoruz. Bir tek örnek hatırlatacağım. Koruduğunuz kolladığınız Alparslan Aslanların ne haltlar ettiğini hepimiz hatırlıyoruz. İbrahim Kaboğlu’nun o dönem nasıl dik durduğunu buradaki mezunların hepsi hatırlıyor. Bu ülke bu rezillikten, bu utanmazlıktan, bu karanlıktan da çıkacak. Kimse merak buyurmasın. Bu hocalar dışarda da bilime, insanlığa, hukuka sahip çıkacaklar. Bu akademiye er ya da geç dönecekler” ifadelerini kullandı.