Partisinin grup toplantısında konuşma yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Suriye’yi karıştırdık, TIR’larla silah gönderdik. IŞİD’i kanka belledik” dedi. Anayasa değişikliğine ilişkin ise “Devlet yönetimine zorbalık hakim olacaktır. Biz buna ‘hayır’ diyoruz, ‘iç çatışma sürecini başlatmayın’ diyoruz” şeklinde konuştu.
Partisinin grup toplantısında konuşma yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dış politikaya ilişkin çarpıcı ifadeler kullandı: "Dış politikada defalarca söyledik, ‘Yanlış yapıyorsunuz’ dedik. Suriye’yi karıştırdık, Irak’ı karıştırdık, TIR’larla silah gönderdik. IŞİD’i kanka belledik. ‘Dünyada kuş uçsa bize sorarlar’ diyorlardı. Şimdi Ortadoğu’da bir kabile reisine boyun eğdiler. Mavi Marmara’da 20 milyon dolara Türkiye’nin itibarını sattık."
Anayasa değişikliği konusuna konuşmasında geniş yer veren Kılıçdaroğlu şu sözleri kullandı: "Bu anayasa değişikliği geçerse rejim tamamen değişecektir, parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçilecek. Kimsenin can güvenliği olmayacak, Yargı sadece Saray'a çalışacaktır. Devlet yönetimine zorbalık hakim olacaktır. Bir kişi hem Meclis, hem hükümet hem de mahkeme olacak. Siz buna ‘evet’ diyor musunuz? Biz buna ‘hayır’ diyoruz, ‘iç çatışma sürecini başlatmayın’ diyoruz."
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından başlıkları veriyoruz:
Anayasa değişikliği
Biz Cumhurbaşkanı tarafsız olsun istiyoruz. Adalet dağıtan mahkemelerin tarafsız olmasını istiyoruz. Kışlaya siyaseti sokmayın diyoruz. Adalet bir partinin kontrolünde dağıtılır mı? Cumhurbaşkanı devletin sigortasıdır. Devletin uyumlu çalışmasını sağlar. İktidar ve muhalefet arasında bir tartışma çıktığında ara bulucu olur. Efendim ‘Ben milletim, milli iradeyim’. Yok öyle bir şey! Milli irade 80 milyondur.
Karşı olduğumuz birinci madde, Cumhurbaşkanı bir partinin genel başkanı olmamalı. Nasıl tarafsız olacaksın?
Cumhurbaşkanı hiçbir gerekçe göstermeden Meclis’i fesh edebiliyor. Şimdi istediği zaman Meclis’i fesh ediyorum diyebilecek! Bu, Türkiye’de kaos yaratmaktır. Cumhurbaşkanı diyor ki ben böyle bir yetki kullanmayacağım. Ee başkası kullanırsa?
Bu anayasa değişikliği geçerse rejim tamamen değişecektir, parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçilecek. Kimsenin can güvenliği olmayacak, Yargı sadece Saray'a çalışacaktır. Devlet yönetimine zorbalık hakim olacaktır.
Konuşan, eleştiren içeri. Bir kişi hem Meclis, hem hükümet hem de mahkeme olacak. Siz buna ‘evet’ diyor musunuz? Biz buna ‘hayır’ diyoruz, ‘iç çatışma sürecini başlatmayın’ diyoruz.
Bir kişi hem Meclis, hem mahkeme olacak! Etkisiz, yetkisiz, sembolik bir Meclis olacak! Ben vicdanıma sığdıramıyorum. Ahlakıma sığdıramıyorum. Eğer bu geçerse Meclis’i mezara demokrasiyi de tarihe gömmüş olacağız. Bu sorun ülkesini ve bayrağını seven hepimizin ortak sorunudur. Kendini ister muhafazakar, ister ülkücü, ister devrimci olarak tanımla.
Adalete siyaset bulaşmasın dedik! AYM'nin 15 üyesinin 12'sini kendisi belirleyecek. Buradan adalet çıkar mı? Anayasa Mahkemesi'ne güven duyulur mu?
HSYK'nın büyük çoğunluğunu Cumhurbaşkanı belirliyor. Ben milli iradeyim diyor. TBMM kanun çıkarma yetkisini Cumhurbaşkanı'na devrediyor. Doğru bulmuyoruz.
Başbakanlık kalkıyor. Bakanlar olacak ama hiç bir bakan hakkında gensoru önergesi veremeyecek! Niye gensoru veremiyoruz, yasak! Hükümet kuruluyor, güven oyu alması lazım, güven oyu istemeyecek bundan sonra!
Anayasa'nın ilk 4 maddesi
Esas niyetlerini belli ettiler. İktidar partisinin bir milletvekili, aynı zamanda Anayasa Komisyonu üyesi. Çıktı dedi ki; ‘İlk 4 madde değiştirilebilir.’ Türkiye’nin nasıl bir felakete sürüklendiğine artık tanık olduk. TBMM’de hepimizin gözleri önünde ifade etti. Başkent’i değiştireceğiz anlamına geliyor bu, İstiklal Marşı’nı değiştireceğiz anlamına geliyor bu. Laik ve sosyal hukuk devletini değiştireceğiz anlamına geliyor bu.
Dış politika
Dış politikada defalarca söyledik, ‘Yanlış yapıyorsunuz’ dedik. Suriye’yi karıştırdık, Irak’ı karıştırdık, Rusya ile kavga ettik, İran’la kavga ettik. TIR’larla silah gönderdik. IŞİD’i kanka belledik. ‘Yapmayın’ dedik, ‘Siz Baasçısınız’ dediler, ‘Siz bilmezsiniz’ dediler. ‘Dünyada kuş uçsa bize sorarlar’ diyorlardı. Şimdi Ortadoğu’da bir kabile reisine boyun eğdiler. Mavi Marmara’da 20 milyon dolara Türkiye’nin itibarını sattık.
İşsizlik ve ekonomi
‘Ekonomide yanlış yapıyorsunuz’ dedik, ‘dolar her zaman ülkemizde olmaz’ dedik. ‘Katma değeri yüksek ürün üreteceğiz’ dedik. Defalarca söyledik, işsizlik geldi yüzde 12’ye geldi, iş aramaktan umudunu kesenler hariç. Faturayı millet çekiyor. Bir evde işsiz varsa huzur yok demektir. Üniversiteyi bitirmiş ve işsizse ne olacak bu çocuk! Milyonlarca işsiz var. Resmi rakamlara göre 6,5 milyon gerçek rakamlara göre 10 milyon işsiz var. Sadece geçen ay 450 bin kişi işsiz kaldı. Benzin geldi 6 liraya mazot geldi 5 liraya! Çiftçi nasıl üretim yapacak?
Müfredatı değiştireceklermiş. Atatürk’ü, İnönü’yü çıkaracaklarmış. Her bakana göre değişen bir eğitim politikaları var. Hiç bir anne baba, çocuğunu okula huzur içinde göndermiyor. Bunların sonucunda ne oluyor; terör aldı başını gidiyor, dolar aldı başını gidiyor, işsizlik aldı başını gidiyor. Üreticiler zorda.
Bakanlara bakıyorsun hepsi ayrı politikadan bahsediyor. Kimin ne iş yaptığı belli değil. Uyuşturucu kullanımı, fuhuş, kadına şiddet, çocuklarda cinsel istismar, gazeteciler hapiste, akademisyenler hapiste. 10 binin üstünde sadece bir bakanlıktan görevden alınmalar oldu.
Türk lirası Suriye lirası karşısında bile değer kaybetti. Orada savaş var.
Tüm bunlara rağmen çağrı yaptık, her türlü desteği vereceğiz dedik. Ama getiremezler. Yönetemiyorsan ayrılacaksın, bırakacaksın kardeşim!